Çözüm ortaklığı sisteminin bana göre TEK bir çözümü var: Lisanslı uzmanın ikamet ettiği il sınırlarındaki işlerin, günde 3, ayda 60 iş yönlendirilmeden diğer çözüm ortaklarına işlerin gitmemesidir. Bunun şu şekilde faydaları var:
1- Öncelikle mevcut sistemi tıkamıyor. Bugün Türkiye’nin 40 vilayetinde lisanlı uzman bulunmuyor. Sistemin işlemesinde bir sıkıntı yaşanmaz.
2- Lisansı olmayanlar, lisans almak için harekete geçer.
3- Zaten nihai değerleme işinde görev yapıp da rapor hazırlama oranı için: %10 oranı bile en iyimser tahmindir. Durum böyle olunca, sınava hazırlanan, bu işten ekmek yiyen lisanssız eksperlerin önü de kısa vadede tıkanmıyor.Zaten işlerin %90’ı da onlara gidiyor. Uzun vadede uzman ise sayısı artıyor. Sistem kendiliğinden oturur.
4- Lisanslı lisanssız tartışması da böylece azalır. Lisansı olanların bu meslekte esas beklentisi paradan önce hak ettikleri saygınlıkta böylece ortaya çıkar.
5- şu anda lisansını almış olan ve kamu kurumlarında görev yapanlar, istifa edip sahaya inmiyorlar. Lise mezunu ile aynı işi yapıp, geçim sıkıntısına düşmek istemiyorlar.
6- Çözüm ortaklığı için başvuruda bulunduğun şirketlerden bazıları için, senin lisanslı olman sanki bir kusurmuş gibi yaklaşımları oluyor. Lisanslı olman onların umurunda değil. Eğer bu teklif kabul olur ise, çözüm ortaklığı anlaşmalarında lisanslı olanlara mutlak öncelik verilir.