Gönderen Konu: 2012 YILINDA DEğERLEME MESLEğıNıN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERıLERı  (Okunma sayısı 3263 defa)

A.Mesut TATLIPINAR

  • A.MESUT TATLIPINAR
  • GOLD ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 339
Değerli Meslektaşlarım,

Keşke, mesleğin sorunlarının tartışıldığı bu tür platformlarda;  katılımcılar, “nickname” yerine, gerçek kimlikleriyle  görüş bildirse. Hatta, bir de e.posta adreslerini ve fotoğraflarını  eklese.

Değerleme mesleği utanılacak bir iş değildir.  Bilakis, gelişmiş ülkelerde hayli saygın bir meslektir.  Bu öneriden beklenen fayda;  değerleme uzmanları arasında mesleki dayanışmayı artırmak, diğer bir deyişle örgütlü mücadelenin önünü açmaktır.

2011 Yılı TDUB verilerine göre; Türkiye’de, 110 adet  lisanslı şirket ve bu şirketlerde görev alan 378 adet lisanslı değerleme uzmanı var. Üretilen rapor sayısı ise takriben 650,000 adet.  Bu uzmanların tamamına yakını idari görevli olup sahaya çıkmıyorlar.  Elimizde kesin veri olmamakla beraber;  üretilen raporların %90’dan fazlası (585,000 adet)  Sözleşmeli Çözüm Ortağı ( Taşeron ) statüsünde çalışan, çoğunluğu lisansız küçük firmalar ve/veya şirketler tarafından hazırlanıyor.

Gelinen noktada;  SPK Lisanslı sermaye şirketleri , BBDK’nın geçtiğimiz yıl uygulamaya koyduğu  yönetmeliğin geçici maddesinden  istifade ederek, kadrosunda  lisanslı  veya  lisanssız uzman istihdam etme gereği duymadan,  gelen  talepleri  gelir paylaşımı  ile doğrudan taşeronlara  aktarmakta ve aktardığı her rapordan  da %50 komisyon almaktadır.  Özetle; Türkiye uygulamasında, lisanslı şirketlerin büyük bir çoğunluğu,  yasa ve yönetmeliklere aykırı bir şekilde;  KOMıSYONCU şıRKET konumuna düşmüşlerdir.

SPK tarafından ihdas edilen  “Sorumlu Değerleme Uzmanlığı” kurumu ise; pratikte tam bir safsatadır. Birincisi;  pek çok şirkette  “sorumlu değerleme uzmanı” olarak gözüken kişilerin “lisans kiralama” yoluyla şirket bünyesine katıldığı ve fiilen çalışmadıklarıdır. ıkincisi ise; sahada görev yapan ve yazdığı raporun altına imzasını atan değerleme uzmanının rapor sorumluluğu, bir başka değerleme uzmanı tarafından  hangi bilgi ve tecrübeyle   üstlenildiği ciddi bir tartışma konusudur.  Burada  belirtilmesi gereken bir başka husus;  uzmanlıktaki yıl sayısı değil, yazılan rapor sayısı olmalıdır. Dünya’da da yaygın uygulama bu şekildedir.  Örneğin; 2,000,000.-TL üzerindeki raporlara, ancak 3,000 adet sorunsuz rapor üretmiş bir uzmanın - fiilen değerleme yaparak- imza atması  daha makul bir çözümdür.
 
Değerleme süreci ; yasal mecrasından çıkıp komisyonculuk ( eski deyimle  simsarlık) haline dönüşünce;  yasa, yönetmelik, meslek haysiyeti  ve ahlakı gibi kavramlar tek kalemde silinmekte; simsar şirketler ayakta kalabilmek için mümkün olduğunca çok sayıda rapor üretebilmek  için VAHşı KAPıTALıZM’in bütün enstürmanlarını  fütursuzca devreye sokmaktadırlar.

2012 itibariyle;  Tapu ve Belediye harçları, birim bazında rapor başına alınan ücretleri geçmiştir.  Bazı bankalar  10.- TL tapu harcını ödememektedirler.   Komisyoncu şirketler; harç finansmanın tamamını taşeronlara yıktıkları gibi, bankalar tarafından kendilerine  ödenmeyen tapu harçlarını da taşeron firmalara ödemekten imtina etmektedirler.

Rapor ücretleri ve ödenen harçlar; en iyi koşullarda,  45-60 gün içinde geri dönmesi beklense de çoğu zaman bu süre keyfi gerekçelerle uzamaktadır.
Bu şartlar altında dahi; pek çok  lisanslı şirket,  kendi aralarında sürdürdükleri acımasız rekabetle baş edememektedir. Bir de bunlara  SPK ve BBDK’nın ön gördüğü ağır şartlar eklendiğinde; ödenmiş sermayelerini tüketmişler, nakit akışları sorunlu hale gelmiş  ve bilanço rasyoları  TEKNıK ıFLAS noktasına ulaşmıştır.

SONUÇ :  Mevcut koşullarda; hem meslek ilkelerine  ve ahlakına bağlı kalıp hem de değerleme mesleğini sürdürmek mümkün gözükmemektedir.  Çözüm ortağı olarak çalışan lisanslı uzmanlar piyasadan çekilecektir.  Piyasaya yeni girecek  olan, kural ve yasa tanımaz  çözüm ortakları sayesinde; rapor kaliteleri ve güvenirliği gün be gün azalacak  lisanslı şirketlerin riskleri astronomik mertebede artacaktır. 2012 yılının, iktisadi anlamda çok zor bir yıl olacağı neredeyse kesindir. Lisanslı şirketler arasında süregelen acımasız ve haksız rekabet,  pek çok  lisanslı şirketin kapanmasına  neden olacaktır.

ÇÖZÜM : 
1) Mesleğini  sürdürmek isteyen lisanslı uzmanların,  kısa vadede, banka dışı kaynaklara ( SGK, Bilirkişilik, Vergi daireleri  v.b) yönelmeleri  zaruret haline gelmiştir.
2) Orta ve uzun vadede ise; TDUB, SPK ve BBDK gibi düzenleyici kurumlara karşı örgütlü bir şekilde  başvurarak,  bankalarla bireysel çalışmanın önü açılmalıdır.
3) TDUB içinde daha aktif görev alarak; TDUB’nin  lisanslı şirketlerin değil,  doğrudan üyesi olan Değerleme Uzmanları’nın  hak ve menfaatlerini koruyan, meslek ahlakına ve mesleğin geleceğine sahip çıkan bir yapıya kavuşması için örgütlü mücadele verilmesi gerekmektedir.
4)  Değerleme mesleğini düzenleyen yasa , yönetmelik ve tebliğlerde  gereken değişikliğin yapılarak; sistemin  şirketler yerine doğrudan uzmanlar üzerinden yürütülmesi hususunda baskı grupları oluşturmalıdır.
5) Sektörde, halen kuralsız olarak işleyen  ÇÖZÜM ORTAKLIğI uygulamasının yasal bir zemine oturtularak   değerleme uzmanlığı mesleğinin saygınlığını  olumsuz yönde etkileyen  hal ve hareketler kesinlikle önlenmelidir.
6)  Halen SPK’da  onay aşamasında  bulunan; TUGDES ve Disiplin yönetmeliğinin  yürürlüğe girmesi için TDUB ve SPK nezdinde girişimlerde bulunulması.
7) Kiralık lisansla şirket kurulmasının  ve sahte kimliklerle  değerleme yapılmasının önüne geçilmesi; gerekirse bu hususta sosyal medyada kampanya başlatılarak kamuoyu baskısı oluşturulmalıdır.

ErenA85

  • YENİ ÜYE
  • *
  • İleti: 1
Ynt: 2012 YILINDA DEğERLEME MESLEğıNıN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERıLERı
« Yanıtla #1 : Kasım 09, 2012, 10:49:26 ÖS »
Mesut Bey, yazılarınız için teşekkürler.

onur85

  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 208
Ynt: 2012 YILINDA DEğERLEME MESLEğıNıN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERıLERı
« Yanıtla #2 : Kasım 10, 2012, 04:06:52 ÖS »
Emeğinize sağlık Mesut Hocam. Haddim olmayarak bir iki eklemede ben yapmak isterim. Bazı bankalar (hangilerinin olduğu hepimizin malumu) 10 TL'lik tapu harçlarını zaten şirketleşme saçmalığı çıktığından beri ezilen ve çözüm ortaklığa modeliyle karın tokluğuna çalışan değerleme uzmanına yıktıkları gibi, keyfi şekilde 60 km'ye kadar yol bedelini ödememektedirler. Hatta bir bankanın kaç KM uzağa giderseniz gidin HıÇ yol parası ödemediğini duydum ve şok oldum. Dünyanın en pahalı benzini Türkiye'de malumunuz. Bu keyfiyetin son bulması ve babamızın hayrına bu masrafları yapmadığımızın iyice anlaşılarak ilgili koruyucu hükümler bu doğrultuda kanunlaşmalıdır.

Yine 'bazı' bankalar mevzuattaki boşluktan yararlanarak ve suistimalde sınır tanımayarak, kafalarına göre tek seferde, aynı müşteriye ait birden fazla gayrimenkul değerleme taleplerini, ilgili taşınmazlar FARKLI parselde yer alsa dahi değerleme uzmanına değerletmek üzere atayıp, yüzde 10 ücret ödemektedirler.

Kanımca belkide değindiğiniz en önemli konunun yine limited şirket de olsa, değerleme şirketi kurmaya gücü yetmeyen uzmanların iş sahasını lisanssızlara terketmemesi için bankalarla bireysel ve bağımsız çalışma olanağının önünün açılmasıdır. Bu konuda hem TDUB'nin hem diğer devlet yetkili kurumlarının ıVEDıLıKLE konuyu yasalaştırmak için devreye girmeleri gerekmektedir. Çünkü bağımsız çalışma hakkı, mimarlık bürosu açan mimar için, muayenehane veya klinik açan doktor için veya lihkab bürosu açan kadastro mühendisi için nasıl yasal bir haksa, biz değerleme uzmanları içinde GASP EDıLEMEZ yasal bir hak olmalıdır diye düşünüyorum.

Umarım emekleriniz ve emeklerimiz boşa gitmez ve sesimizi, dileklerimizi duyurabiliriz. Geçtiğimiz Mayıs ayında TDUB genel kurulunda alınan kararları bile tanımayan, itibar etmeyen banka ve şirketler yoğunluktadır. Bunun önüne geçilmesi ve şirket yerine değerleme uzmanı odaklı koruyucu yasaların DERHAL hayata geçmesi en büyük temennimizdir.

Saygılarımla,

Onur
« Son Düzenleme: Kasım 10, 2012, 04:15:29 ÖS Gönderen: onur85 »