Çetin Bey,
Son 2-3 yıldır, TKGM bünyesinde yapılan reorganizasyon ve modernleşme çalışmaları ıstanbul'da da eskiye oranla işleri hayli kolaylaştırdı. Yine Genel Müdürlüğün genelgeleri doğrultusunda; özellikle "genç memur" arkadaşlar hayli yardımcı oluyorlar. Ama, her ilçede Tapu Müdürü'nün takdirine göre, uygulamalar farklılık gösterebiliyor. Bazı tapu müdürlüklerinde projeden fotoğraf çektirilmiyor. Bazılarında POS cihazı var, pek çoğunda yok.
ıstanbul'da hemen hemen her ilçede proje incelemek için masalar mevcut. Tıpkı belediyelerde olduğu gibi; saat ve gün kısıtlaması olanlar da var olmayanlar da... Ama, iş planlaması iyi yapıldığı takdirde bu tür kısıtlamalar pek sorun yaratmıyor.
Tapu ve belediylerde yaşanan asıl sorun; eski deyimle yol, yordam, edep, usül ve erkan bilmeyen bazı deneyimsiz genç arkadaşların, sabırsız, fevri kimi zaman da görevli memur arkadaşlara karşı takındıkları "hakarete varan" tavırlarının bütün meslek mensuplarına mal edilmesidir.
şahsen, 4 yıldan fazla bir süredir hemen hergün sahaya çıkan bir meslektaşınızım. Uzun yıllar özel sektörde yönetici olarak çalışmanın verdiği alışkanlıkla; resmi dairelerde karşılaştığım genç arkadaşlarla her fırsatta sohbet etmeye ve onların fikirlerini öğrenmeye çalışırım.
şimdiye kadar edinidiğim intibaları özetleyecek olursam;
1 ) Sektörde ortalama çalışma/ kalma süresi 2-3 ay. Tapu ve belediylerde, sürekli yeni yüzlerle karşılaşıyorum.
Uzman (!) olarak sahada dolaşanların yaş ortalaması 22-23 . Çoğunluk askerlik yapmamış ve daha evvel herhangi bir iş tecrübesi yok.
2) Sınava girip lisans almayı ve bu meslekte kalıcı olarak kariyer yapmayı düşünenlerin sayısı parmakla gösterilecek kadar az.
Sınava girip 1-2 modülü verenler de, 5-6 ay sonra şirketlerin bünyesinde rapor kontrolorü olarak çalışmayı düşünüyorlar / çalışıyorlar.
3) Ücretlerin azlığından ve çalışma koşullarının ağırlığından yoğun şikayet var. Bu yüzden, değerleme mesleğine "geçici iş" gözüyle bakılıyor.
4) Değerleme, henüz kendi mesleğinde iş bulma ve çalışma imkanı bulamamış yeni mezun mimar, mühendis ve şehir plancısı gençlerin "mecburiyetten" yaptıklarını düşündükleri bir iş alanı olarak görülüyor.
4) BBDK tebliğinde 3 yıl tecrübe şartı aranmasına rağmen, sahada çalışan eksperlerin ortlalama tecrübe süresi 1 ay bile değil.
5) Lise mezunu bile olmadıkları halde, sadece takyidat bakıp, proje fotoğrafı çeken eksperlerin sayısı azımsanmayacak kadar fazla
6) Benim çalıştığım bölgelerde neredeyse karın tokluğuna görev yapan 500'den fazla eksper olmasına rağmen; hem lisanslı olup hem de sahada fiilen değerleme yapan uzman sayısı 4 -5 kişiyi geçmiyor.
7) Sahada görev yapan eksperlerin, kılık kıyafet, hal ve hareketleri hatta diksiyonları değerleme uzmanlığı mesleğinin saygınlığına gölge düşürecek mertebede dikkat çekiyor.
Hemen hemen hiç bir şirkette oryantasyon ya da meslek içi eğitim yok. Takyidat bakmasını bilmeyen hatta getirilen projenin yanlış proje olduğunu fark etmeyen eksperlere (!) rastladım. ( En son geçen hafta; genç bir arkadaş dosyadan çıkartıp masa üzerine bıraktığım avan projeyi yanlışlıkla kendi projesi zannederek fotoğrafladı)
9) sahada çalışnaların; değerleme ilkeleri, mesleki mevzuat, mesleki terminoloji ve gayrimenkul piyasası konusunda da hayli yetersiz olduklarını söylemeye gerek yok. ırtifak'la ıttifak'ı karıştıran eksper sayısı azımsanmayacak kadar çok.
Manzara bu... Bu tablodan nasıl bir sonuç çıkartılır bilmiyorum... Kişisel olarak bu sektörden çok fazla maddi beklentim yok... Ayda yapabileceğimiz iş sayısı maksimum 40-45 adet...ıstanbul'da sadece 4 ilçede çalışıyorum. Çözüm ortağı olarak mesleği başladığım ilk günden beri iş bulma sorunu da yaşamadım. Beni asıl kaygılandıran husus; Değerleme Uzmanlığı Mesleği'nin her gün biraz daha saygınlığını ve güvenirliğini yitirmesidir. Amiyane tabirle; mesleğin ayağa düşmesidir. Bu kadar yazıp çizmemizin nedeni de; hem kendimizin hem de bu camiada çalışan herkesin yaptığımız işe saygı duyması gerektiğine olan inancımızdır. Daha açık ifadesiyle; artık bu iş "para" meselesi değil "namus" meselesidir bizler için.