Bu sitede son zamanlarda lisans almamış mühendis/mimar ve plancılara açıkca düşmanlık gözlüyorum. Bunlar yakışmıyor. Ben 2006 Ekimden beri bu işi yapıyorum. şehir plancısıyım. Lisans almadım/alamadım henüz. Bütün dersleri geçtim, son 3 sınavdır ortalamaya takılıyorum. Yükseltmem gereken derslerde geçerli puanı alamıyorum. Çünkü ders çalışma imkanım yok. Kafam da vergi ve inş. muhasebesinin ezberine basmıyor. ıyice anlamam lazım. Bu benim kendi problemim, kimseyi ilgilendirmez tabi. Sonuçta lisansım yok ama bu işi hakkını vererek yaptığımı düşünüyorum. Bu zamana kadar şükürler olsuın ki bir raporum bile patlamadı. Yıllarca bu işte farklı meslek gruplarından arkadaşlarla beraber çalıştık. Onlarca yeni eksper adayını eğittim. Hiç bir zaman bir işletmecinin/iktisatçının bu işi yapmasına karşı olmadım. ışi iyi öğrendiği ve yaptığı sürece herkesin bu işte rızkı olduğunu düşünüyorum. Ama son çıkan tebliğle birlikte lisanslı işletme/iktisat mezunu arkadaşların burada işi iyice zıvanadan çıkardığını görüyorum. Her gün bir yerlere şikayet dilekçeleri/ihbar metinleri yollamalar vs.. Beyler/bayanlar kendinize gelin. Hepimiz aynı gemideyiz. Piyasada şu an ekspertiz raporlarını hazırlayan lisanslı eksperlerin oranı %10 u bile geçmez. %90'lık yükü lisansız eksperler çekiyor.Bakın meslek grubu ayırmıyorum. Eğer şikayetle/dilekçeyle lisansız eksperlerin saf dışı bırakacağınızı sanıyorsanız çok büyük hayal içerisindesiniz. Böyle bir şey olmayacak. Sadece antipati topluyorsunuz ve insanları gruplaşmaya itiyorsunuz. Bunda 2-3 sene önce bu sitede lisanslı işletmeciler/lisanssız mühendisler diye bir ayrım yoktu. En azından bu kadar keskin değildi. Bir an önce şu tutumunuzdan vazgeçerseniz herkes için iyi olacak.
brandon, bence siz olayı halâ tam kavrayamamışsınız veya 2006'dan bu yana süreci tam takip edemediniz. şöyle anlatayım; öncelikle burada kimsenin hiçbir lisanssız ekspere karşı doğrudan bir haseti veya düşmanlığı yok, sadece ADALET ve HAKKANıYET özlemi var. Diyeceksiniz ne adaleti, hemen anlatayım, 35 yıllık mimarım ve bir bankadan baş mimar ünvanı ile emekli oldum, haliyle sizin ve her eksper gibi bir müddet bu işi lisans almadan mesleki tecrübeme istinaden icra ettim. Açık yüreklilikle de söylüyorum faaliyet gösterdiğim bu dönem içerisinde de 2006'dan beri "Gayrimenkul Değerleme Uzmanlığı" , "SPK Lisansı" tanımları mevzuatta vardı. Sonrasında 2009 ile 2010 yılları arasında BDDK'nın yayınladığı "bankaların alacağı hizmetlere ilişkin tebliği"ne göre bu işi yapmaya yetkili kişilerin SPK tarafından yetkilendirilen değerleme kuruluşları ve bu kuruluşların sözleşmeli veya kadrolu istihdam ettiği, LıSANS sahibi DEğERLEME UZMANLARI olduğu konusu gündeme geldi. Tabi bu durumda ne oldu? Lisans sahibi olmadan sadece meslekli tecrübeme dayanarak her ne kadar sorunsuz, geri dönememiş ve takdir edilmiş 2000'den fazla rapora imza atmış olsamda bankalar haklı ve doğal olarak bu tebliğ kapsamında artık işlerin lisanslı uzmanlarca yapıldığını ve Gayrimenkul Değerleme Uzmanlığı Lisansı'nın şart olduğu konusunu bana ifade ettiler, dayattılar. Bu haklı olarak da bize DAYATILDI ve ehil hizmetin belgelenmesi açısından önemli bir parçasıydı. Lisanssızım diye ben dahil birçok fenni meslektaşım bu sektörden lisans zorunluluğu gelmesinden dolayı faaliyetten geri çekildiler, lisanslama sınavlarının gerekliliğine odaklandılar. Benimde yaşımı az buçuk tahmin edebilirsiniz, bu yaştan sonra lisanssız bu sektörde at koşturmanın hem onur kırıcı hemde mevzuata aykırı olduğunu/en azından yakın gelecekte bir takım hukuki ve medeni sorunlar yaratacağını öngörererek bu yaştan sonra dizimi kırıp çok zor bir süreçten geçerek lisansımı hamd olsun elde ettim. Belli ki aynı sınav sürecinden sizde geçmişssiniz ve çekilen zorlukları biliyorsunuz. Bunun sonucunda lisans almamış eksper ile lisans almış, daha doğrusu lisans alması devletçe, bankalarca dayatılmış eksperin aynı çalışma ve rekabet şartlarına meşru şekilde tabi olmasını bekleyemezsiniz. Dolayısıyla lisans almamış kişi ile lisans almış kişi arasında ciddi farklar ve hakkaniyet uçurumu var. Mevzuattaki boşluktan halâ inatla faydalanmak isteyen de birçok arkadaş var. Bunlar hiç sonu gelmeyecek miş gibi - ki sizde hiç sonu gelmeyecek gibi buna bir inanç besliyorsunuz sanırım- faaliyetlerine devam ediyorlar. Ben müneccim değilim ama az buçuk saçımın ağarmasına güvenerek elbet bu çarkında bir sonunun yakın gelecekte geleceğini öngörüyorum. Demişsiniz ki lisanssızlar %90'ı bu işin yükünü çekiyor. Hiper-yanlış bir gerekçedir bu. Onlara bu sektöre girip yük çekmeleri için yalvaran yakaran olmadığı gibi, suistimail eksenli rızık tecavüzünü esas alan ve hukuki dayanağı olmadan sektördeki yerini bilmiş şekilde sahiplenmiş bir kesimden bahsediyorsunuz. Bahsettiğiniz %90'lık korsan değerlemeci kesimi, birçok sıkıntı çekerek ve mevzuata saygı göstererek elde ettiği lisans belgesinide heba ederek sektörden çekilen veya geri plana atılan lisanslı uzmanların rızkına ve hakkına tecavüz eden kesim. ınanın dünyada bunun türü ve örneği yok. ABD/ıngiltere/Almanya, birçoğunu araştırdım. Sadece Türkiye'de yeterliliği belgelenmemiş kişiler at koşturuyorlar. şunuda sorayım size: Eğer herkes sizin gibi düşünüp, "nasıl olsa bu işin %90'ını lisanssızlar sahiplenmiş ve yüklenmiş, bu düzen doğrudur" dese idi, sektörde "lisanslama sınavları ve lisans türleri neden var, ki ben bu sınavlara neden gireyim?" görüşü hakim olmaz mıydı? Zira bu görüş zaten sizin gibi görüşü olan kişiler yüzünden bu sektörü bu düşünceye sevk etmiş ve uçuruma götürmektedir.
Bir diğer yanlışınız da şu: ışini iyi yapan eksper lisanssızda olsa bu sektörde faaliyet göstersin anlamına gelen "ışi iyi öğrendiği ve yaptığı sürece herkesin bu işte rızkı olduğunu düşünüyorum" ifadesidir. Kusura bakmayın ama böyle saçma bir mantık olamaz. Eğer bu dediğiniz gerçek olursa, ilaçlar konusunda aşırı bilgi sahibi mahalli lokman hekim sıfatlı kişiler reçete yazsın, hukuk bilgisi tavan yapmış mezunlar savcı-hakim olsun ve mühendis olmayan harita kadastrocu tecrübeli teknikerler de LıHKAB bürosu açsın demek oluyor, ne kadar gülünç değil mi
SPK, BDDK ve ilgili kurumlara yapılan ihbar ve şikayetler hususuna gelince, inanın çok cüz'i bir kesim hakkını arayıp bu konuda başvuru yapıyor ve bence az bile. ınşallah mesleki bilincin artması ve evini değerleten müşterilerin toplumsal bilinci yakalaması ile bu şikayetlerin kamu tarafındanda artacağı ve bu haksız düzenin ilgili kurumlarca ciddi şekilde ele alınacağı günlerde gelecektir. Ayrıca bu konuda HAK ve ADALAET aramak sizin lügatınızda "antipati" ise, sonuna kadar antipatik olmaya razıyım. Az miktarda empati yaparsanız, tüm derslerini vermiş ve lisans için yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmiş bir şahıs olarak görüşlerime hak verecekseniz.
Meslek grubu ayrımı konusunda ise sizinle tamamen hemfikirim. Aklı selim her insan
yetkinliğini belgelemiş ve işi öğrenmiş, hakkıyla dürüst şekilde yapan tüm kişilerin ne mezunu olursa olsun bu sektörde faaliyet göstermesine destek verir. Mimar olarak rahatlıkla söyleyebilirimki, maliye-iktisat-işletme-makina mühendisi olupta birçok inşaat mühendisi ve mimara taş çıkartacak düzeyde kaliteli iş yapan kişiler tanıdım. Hatta branşları iktisadi ve finansal alanlar olduğu için "değerleme, gelir-analizi" kısmını ve analizlerinide oldukça iyi yapabiliyorlar. O yüzden mesleki ayrım yapmak zaten suç olduğu gibi lisans alma şartlarına ilişkin herhangi bir ayrımsal yaptırıma anayasal olarak da tabi tutulamaz niteliktedir.
Sağlıcakla.