Gönderen Konu: TEBLığ TASLAğINA NE OLDU?  (Okunma sayısı 7800 defa)

ankaraa

  • Ziyaretçi
TEBLığ TASLAğINA NE OLDU?
« : Ekim 01, 2013, 09:57:13 ÖÖ »
Mart ayında yayınlanan tebliğ taslağına ne oldu?
Tarafların görüşlerine başvurulmuş ve aradan 7 ay geçmişken daha ne bekleniyor?
Ülkemizin yapılacak iyileştirmeler için beklemeye zamanı ve mecali yoktur. Kim ne yapacaksa hak ve adalet için mevcut durumu iyileştirmek amacıyla gücü nispetinde hemen adım atmalı. Bir tebliğ için 7 ay harcanması normal ise Yasama organının yavaş olduğunu kimse iddia etmemeli?!

Bk. taslak metin: http://www.spk.gov.tr/apps/teblig/displayteblig.aspx?id=449&ct=f&action=displayfile&ext=.pdf
« Son Düzenleme: Ekim 01, 2013, 10:03:24 ÖÖ Gönderen: ankaraa »

gunalpr01

  • Gürbüz Ünal
  • YENİ ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • *
  • İleti: 52
Ynt: TEBLığ TASLAğINA NE OLDU?
« Yanıtla #1 : Ekim 01, 2013, 10:10:26 ÖÖ »
Taslak addaya gitti. Üzerine çay döküldüğü için çöpe atıldığını duydum. Zaten önümüzde kurban ve yılbaşı tatilleri var.
odtü mimarlýk - yatýrým a.þ. - spk lisanslý sorumsuz saha eksperi (2007-devam...) 0533 630 22 18

maras46

  • YENİ ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • *
  • İleti: 212
Ynt: TEBLığ TASLAğINA NE OLDU?
« Yanıtla #2 : Ekim 11, 2013, 03:34:05 ÖÖ »
Uluslararası Değerleme Standartları (UDES) bir gün bu ülkeye de uğradığı zaman, tebliğ de yayınlanır. Matbaa 300 yıl sonra geldi. Geriye kaldı 299 yıl. Sayılı gün çabuk geçer.

şaka bir tarafa, bu teblig taslağı mutlaka yayınlanmak zorunda. Daha fazla gecikmesi SPK ayıbı değil, devlet ayıbı haline gelmez mi?

Yayınlanacak olan tebliğ eğer UDES'e uymaz ise, o zaman siz fırtınayı görün. TTK hükümlerine aykırı kararlar alınır ise, çok avukat zengin olur. Dava dilekçeleri havada uçuşur.
« Son Düzenleme: Ekim 11, 2013, 03:37:27 ÖÖ Gönderen: maras46 »

onur85

  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 208
Ynt: TEBLığ TASLAğINA NE OLDU?
« Yanıtla #3 : Ekim 11, 2013, 01:12:15 ÖS »
Görüşlerin tamamına iştirak etmekle birlikte, tebliğin yayınlanmasının yanında içerdiği bazı maddeleride tartışmak, Spk'ya iletmek gerekir. Bunların içerisinde yüzde 50'lik ücret komisyonunun adaleti ve serbest faaliyetin gaspı, kamu kurumlarındaki muamelenin hala yasa yoluya TKGM'ye tam olarak intibak ettirilmemiş olması, asgari ücret tarifesinin HALEN bankalarca ihlal ediliyor olması, lisanssız faaliyetin denetimsiz kalması...gibi konular ve bu konulara dair hüküm içeren/içermeyen eksik maddeler var. Zaten bu konuda görüşümüzü görüş toplama döneminde mail yoluyla Spk'ya iletmiştik. Ne kadar dikkate aldılar bilemiyoruz. Buna rağmen 7 aydır halâ bir gelişmenin veya kamuoyu duyurusunun olmaması düşündürücü.
« Son Düzenleme: Ekim 11, 2013, 01:13:53 ÖS Gönderen: onur85 »

A.Mesut TATLIPINAR

  • A.MESUT TATLIPINAR
  • GOLD ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 339
Ynt: TEBLığ TASLAğINA NE OLDU?
« Yanıtla #4 : Ekim 11, 2013, 07:51:27 ÖS »
Sevgili Onur,

Tebliğden daha öncelikli mesele TDUB statüsünün ( tüzüğünün)  yeni SPK kanunuyla uyumlu hale getirilmesidir.  Elbette tebliğ de önemlidir. Atılacak her geri adımın arkasında çok güçlü gerekçeler olmalıdır. Zaten, mevcut TDUB statüsü  tepeden tırnağa antidemokratikti. ıçeriğinde anayasaya ve yürürlükteki yasalara aykırı çok faza sayıda hukuki çelişkiler barındırıyordu. Önce, eski statü hem yeni SPK yasasına hem de ilişikli olduğu diğer güncel mevzuata uyumlu hale getirilmeliydi. Ardından da, bu değişiklikleri destekler mahiyette  tebliğ taslağı hazırlanmalıydı.  Esasında tebliğ; idarenin, kanununu yorumlamasından başka bir şey değildir. Asıl olan kanun, yönetmelik ve tüzüktür.  Bence, SPK bürokrasisi usul hatası yaptı. Yeni statünün onaylanmasını beklemeden tebliğ taslağını yayınladı.Tabi ortaya her zamanki gibi absürt bir manzara ortaya çıktı.

Asıl üzerinde tartışılması gereken husus; yeni statünün içeriği olması gerekirken, bu dikkatlerden kaçırıldı. Mesela , 2013 ocak ayı içinde, kamu kuruluşu niteliğinde meslek örgütlerinin idari  organlarının seçilmesinde uygulanacak usul ve esaslar hakkında Anayasa Mahkemesi önemli bir karar verdi.  Yeni statüde, bu kararın   dikkate alınıp alınmadığını dahi bilmiyoruz.  Birileri, mızrağı çuvala sığdırmak için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Ama, herkes şunu bilsin: Yatsı vakti yaklaşıyor.

Yeni SPK kanununa göre; yıl sonuna kadar aşağıdaki düzenlemeler yapılmak zorundadır. 

GEÇıCı MADDE 5

Fıkra (3) Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğine üye olması gereken değerleme kuruluşları, 75 inci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca düzenlenen Statünün yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğine başvurmakla yükümlüdürler. Bu süreyi izleyen üç ay içinde yeni statüye uygun olarak organlarının seçimini yapmak üzere, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği, üyelerini genel kurul toplantısına çağırır.

onur85

  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 208
Ynt: TEBLığ TASLAğINA NE OLDU?
« Yanıtla #5 : Ekim 11, 2013, 10:57:18 ÖS »
Değerleri görüşlerinizi paylaştığınız için teşekkürler Mesut hocam. Dikkatimi çeken bir nokta şu ki bahsettiğiniz fıkra adeta bir fıkra gibi başlıyor:

Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğine üye olması gereken değerleme kuruluşları...

TDUB'nin üyeleri 'Değerleme uzmanları' yerine 'değerleme kuruluşları' olarak tanımlanmış ve TDUB'ye LıDEBıR statüsü katılmak istenmiş gibi duruyor. Doğru mudur bu tespit?
« Son Düzenleme: Ekim 11, 2013, 11:56:48 ÖS Gönderen: onur85 »

A.Mesut TATLIPINAR

  • A.MESUT TATLIPINAR
  • GOLD ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 339
Ynt: TEBLığ TASLAğINA NE OLDU?
« Yanıtla #6 : Ekim 12, 2013, 12:45:00 ÖÖ »
Bu konuyu, taslağın yasalaşma sürecinde tartışmıştık. Yeni SPK kanun taslağının ilk halinde TDUB'un tasfiye edilmesi,  Lisanslı şirketlerin de yeni ihdas olunan Sermaye Piyasaları Kurumları Birliğine üye olmaları öngörülüyordu. 

TBMM  Plan ve Bütçe Komisyonunda, bahse konu yasa son şeklini alırken; TDUB'un devamına,  lisanslı şirketlerin de TDUB'a  üye olmasına karar verildi.    Dernekler kanununu, tüzel kişilerin dernek üyesi olmasına ve temsilcileri vasıtasıyla temsil edilmelerine cevaz vermekte ise de, Anayasanın 135. maddesine göre kurulmuş kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında böyle bir uygulama ilk defa gündeme geldi. 

SPK Kanununda yer alan bu hüküm, hayli tartışmalıdır. Çünkü, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları,  meslek mensuplarının hak ve menfaatlerini koruyup kollamak, meslek standartlarını yükseltmek üzere kurulmuş örgütlerdir.  Hastanelerin, tabibler birliğine, hukuk şirketlerinin barolara, müteahhitlik şirketlerinin de TMMOB'liğe üye olup, yönetimde söz sahibi olmaları ne kadar abes ise, değerleme şirketlerinin de  TDUB'a üye olmaları o kadar abestir.  TDUB  içine, TTK'ya göre kurulmuş, ANONıM ( bu kelimenin anlamı önemlidir= Sahibi belli olmayan demektir) şirketlerini de dahil etmek, hakkın, hukukun, yönetim ilkelerinin bütün kabullerini ve değerlerini çorba etmekten, TDUB'u işlevsiz hale getirmekten başkaca bir anlam ifade etmez.  Bu madde, hukuk sistematiği açısından da  genel kabul görmüş yönetim ilkeleri açısından da tam bir garabettir. Anayasa'nın 135. maddesiyle adeta alay etmektir.  Bugün dahi; Lidebir Derneği,   illegal olarak TDUB seçimlerine açıkça müdahale ederek TDUB'u işlevsiz hale getirmeyi başarmıştır. TDUB, kanunun kendisine tevdi ettiği hiç bir görevi yerine getirmemektedir.  TDUB, üretilen raporlara kimlerin imza attığını kayıt altına alınması konusunda hiç bir adım atmamaktadır. Oysa bu konu, mesleğin yozlaşmasının, süregelen haksız rekabetin en önemli nedenlerinden biridir. 


Bu konuyla ilgili eski mesajım aşağıdadır.


"Halen TBMM genel kurul gündeminde yer alan SPK kanun tasarısının mesleğimizi ilgilendiren 76. ve geçici 5. maddeleri ile ilgili çekincelerimiz aşağıdadır. Temennimiz bu maddelerin verilecek önergelerle düzeltilerek yasalaşmasıdır.

şöyle ki; değerleme şirketleri ve değerleme uzmanlığı ile ilgli konularda; ilgili SPK bürokratlarının kafası hayli karışık.  Tasarının ilk halinde ( geçici 5.madde); lisanslı değerleme şirketlerinin yeni ihdas olunacak birliğe üye olacağı, TDUB'un ise tasfiye edileceği belirtilmişti. Hernekadar TDUB'un tasfiyesine bireysel olarak karşı çıksam da; bu madde, hem kendi içinde tutarlı hem de hukuk mantığına ve sistematiğine uygundu.
 
Son halinde ise; meslek kuruluşu olan TDUB'un devamına, ancak lisanslı şirketlerin TDUB'a üye olması öngörülüyor. Lisanslı şirketlerin TDUB'a üye olması; hem genel kabul görmüş yönetim ilkeleri hem de hukuki açıdan ciddi sorunlar doğurabilecek niteliktedir.
 
Anayasasımızın 135. maddesinde  Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları için ;

"Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleridir." denilmektedir."
 
SPK kabul etse de etmese de; TDUB, üyelerini gerçek kişilerin oluşturduğu ve anayasamızın 135. maddesine göre kurulmuş, kamu tüzel kişiliğine haiz bir meslek örgütüdür.  Sermaye şirketlerinin üye olması hukuken sakınca yaratır. Hernekadar Lisanslı sermaye şirketlerinin %51 hissesi ( kağıt üzerinde ) lisanslı değerleme uzmanlarına ait gözükse de; %49 hisse meslek mensubu olmayan kişilere aittir. Bazı şirketlerin yönetim kurullarında değerleme uzmanları dahi yer almamaktadır. Ayrıca, kiralık lisanslarla kurulmuş çok sayıda muvazaalı şirket olduğu hepimizce malumdur. Bu açıdan bakıldığında; mevcut TDUB statüsü dahi çok acemice yazılmış  tadilata muhtaç bir metindir. Anlaşılan; SPK, değerleme uzmanları üzerindeki vesayetini devam ettirmek, bu alanı bir başka kamu otoritesine bırakmak istemiyor. Yeterli denetim ve gözetimi yaptığı sürece, SPK'nın özdüzenleyici kurum olarak devam etmesinde herhangi bir sakınca elbette yoktur.
 
 
Meslek örgütü olarak kurulmuş TDUB bünyesinde;  şirket ortağı bir değerleme uzmanının hem kendi adına hem de şirketi adına oy hakkı olması ise; eşitlik ve hakkaniyet ilkesi açısından  Anayasamızın 10. maddesine aykırıdır.
 
Komisyondan geçen şekliyle; hem 76. madde, hem de geçici 5. madde  çok ciddi  manada hukuki ve yönetsel sorunlara gebedir.
 
Kendi adıma; komisyonda görev alan bir kaç milletvekiline bu çekinceleri  içeren bir mektup göndermeyi düşünüyorum. Belki genel kurulda verilecek önergelerle lisanslı değerleme şirketlerinin  TDUB'a değil de , sadece TÜZEL Kışı SERMAYE şıRKETLERıNıN  üye olabileceği  birliğe üye olması sağlanabilir.

Tasarı, bir kaç hafta içinde kanunlaşacak. Lütfen, bu hususta gerekli hassasiyeti gösterelim.

Saygılarımla,

A.Mesut Tatlıpınar "


eksares

  • YENİ ÜYE
  • STANDART
  • *
  • İleti: 32
Ynt: TEBLığ TASLAğINA NE OLDU?
« Yanıtla #7 : Kasım 13, 2013, 09:56:04 ÖÖ »
Merhaba meslektaş büyük ve küçüklerim.

Tebliğ taslağının yayınlanmasının TDUB tarafından atılmış iyi niyet adımı olarak görüyorum. Bana kalırsa birliğimiz birşeyleri başarmanın çabası içindedir. Diğer taraftan taslağın hala yürürlüğe girmemesi ise soru işareti. Çünkü bu taslağın yürürlüğe girmesi ile(tabi düzeltilmiş hali ile) birliğe yönlendirici bir klavuz olacağı düşüncesindeyim. Birliğin bundan sonraki atacağı adımlar için bir ön kitapçık niteliğinde olacağı kanaatindeyim. Diğer taraftan birlik hepimizin birliğidir. Yani birliğe yapılmış bir hakaret ya da çirkin söz, tüm birlik üyelerini bağlayıcı niteliktedir. Eğer ki, doğru ve mantıklı olana yöneltmede köstekleyici değil de destekleyici ya da düzeltici eleştirilerde bulunursak, tahmin ediyorum ki, hepimizin olan birliğin daha kısa sürede toparlanmasına bir düzene oturmasına yardımcı oluruz.

ıyi çalışmalar.

maras46

  • YENİ ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • *
  • İleti: 212
Ynt: TEBLığ TASLAğINA NE OLDU?
« Yanıtla #8 : Kasım 14, 2013, 01:12:33 ÖÖ »
Sayın Eksares
Söylediklerinizde haklılık payı var. TDUB çatısı sanki iki değirmen taşı arasında eziliyor. Bir tarafta bankaların olası baskıları, diğer tarafta UDES standartları ve lisanslı uzmanların kaybolan hakları.

6362 sayılı kanunun 76. maddesi yürürlüğe girdikten sonra, aslında TDUB’un önü açılmıştır. Ama hatır, ama devam eden baskılar veya eski alışkanlıklar vs. bir türlü UDES standartları kıvamı yakalanmıyor.

Sahada topu topu 100-200 kadar lisanslı uzman var. Bunların sayısını artıracak, küçücük bir pozitif ayırım olmayınca, stresli ortamın zemini oluşuyor. Bu pozitif ayırım bir lütuf değil haktır.

TDUB 2500 lisanslı uzmanın neden %10 sahada bunu bir düşünmeli. Çünkü sahada arzuhalciler ile avukatlar arasında bir fark olmadığı için.

Eğer lisanslı uzmana sahada pozitif ayırım verilir ise ne olur:

1-   Öncelikle marjinal şirketler kapanır.
2-   Marjinal şirketlerde bulunan uzmanlar bireysel çalışarak daha fazla kazanç elde edeceğini bilir. Raporların ortalama kalitesi yükselir.
3-   şirket sayısı azalınca, inisiyatif şirketlere geçer ve bankalara karşı fiyat konusunda çalışanların emeği korunur.
4-   Tebliğ taslağında uzman yardımcısı olmak için, sınava girip boş kağıt vermek yeterlidir. Eğer pozitif ayırım yapılır ise imtihana daha sıkı çalışılır. Kazanan sayısında ciddi artış yaşanır.
5-   En önemlisi, UDES standartları yakalanır. Mesleğimizin onuru hak ettiği seviyeye yükselir.

fikret8082

  • YENİ ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • *
  • İleti: 51
Ynt: TEBLığ TASLAğINA NE OLDU?
« Yanıtla #9 : Kasım 14, 2013, 10:47:38 ÖÖ »
Sayın meslektaşım  sahada çalışan 100-200 Lisanslı değerleme uzmanı bulunduğunu belirtmişsiniz sizin lisansınız olmasına rağmen emekli( banka ,Tapu-Kadastro-ımar Müdürü) olsanız bu sitedeki tüm ilanlarda sadece 4 meslek grubuna şans verilip lisanssınız sahada 4-5 yıllık tecrübeniz olduğu halde dışlanır küçük görülürseniz ve sahada da tapuda belediyede 18-19 yaşlarında yaptığı işin mana ve ehemmiyetini kavrayaman gençlerle dolu olsa sadece 3 seçeneğiniz bulunmaktadır. Dün çözüm ortaklığı için görüştüğüm SPK şirket yetkilisi 8-10 bankaya 1000 yakın rapor hazırlamış olabilirsiniz, SPK lisansınızda olabilir ama çok sayıda şirket olarak ortak karar aldık 4 meslek grubu dışında sektörün gelişmesini istemiyoruz denildi.
SORUNDA BURDA BAşLIYOR 4 MESLEK GRUBUNA DA SAYGI GÖSTERMEKLE,HEM MESLEKLERıNı DEVAM ETTıRıP KAZANÇ SAGLAYIP HEMDE DEğERLEME SEKTÖRÜNÜN GELECEğıNı KENDıLERıNDE GÖRMELERı VE KAZANÇ SAğLAMALARI ,MAHKEMELERDEKı BıLıRKışıLıK DÜZENıNDEKı GıBı KARTEL OLUşTURMALARI BANKALARIN EKSPERTıZ BRıMLERıNDEKı ARKADAşLARINI YÖNLENDıRıP BU MESLEK GRUPLARI 5 KERE BıLE HATA YAPTIğINDA TEPKı VERMEYENLER LıSANSLI BıLE OLSANIZ EN KÜÇÜK BıR HATANIZDA SıZı LıSTEDEN SıLEBıLMEKTEDıR.
1-Yapılan haksızlıklara tahammül edip Çözüm ortağı olarak çalışacaksınız.
2-5 lisanslı arkadaş bir araya gelip şirket kurup bankalardan iş alma mücadelesinde bulunacaksınız Türkiye 'dördüncü  büyük şehrinde bile 127 firmadan sadece 20 asil 15 yedek firmanın iş yapabildiğini düşünürseniz öz sermayeniz tükenene kadar en fazla sektörde 2 yıl kalabileceksiniz.
3-Lisansınızı bir şirkette değerlendirip, şirket size ayrıca iş gönderebilirse ayrıca prim alacaksınız.

Mehmet Benan Kýlýç

  • STANDART
  • **
  • İleti: 29
Ynt: TEBLığ TASLAğINA NE OLDU?
« Yanıtla #10 : Aralık 17, 2013, 02:56:34 ÖS »
Değerli meslektaşlarım,

Bu tebliğ gerçekten de önemli detayları barındırmaktadır. Taslak tebliğin, değerleme faaliyetlerini düzenleyen 4. maddesine göre: Türkiye Muhasebe/Finansal Raporlama Standartları çerçevesinde; gayrimenkullerin, gayrimenkul projelerinin bağımsız bir şekilde, belli bir tarihte değerinin takdir edilmesi gerektiği belirtmektedir. Muhasebe standartlarına, yeni ticaret kanunumuzda da yer verilmiştir.

Taslak tebliğin bu şekilde onaylanması şu anlamda önemlidir: Yeni Türk Ticaret Kanununun 66.maddesi " Her tacir, ticari işletmesinin açılışında,taşınmazlarını, alacaklarını, borçlarını,nakit parasının tutarını ve diğer varlıklarını eksiksiz ve doğru bir şekilde gösteren, varlıkları ile borçlarının değerini teker teker belirten bir envanter çıkarır." hükmünü getirmiştir. Buradan anladığımız; Tacir envanterine kayıtlı her varlık kaleminin - taşınmaz, borç, alacak- değerini tek tek değer tespiti yaptırmasını gerekli hale getirmiştir. Aynı maddenin devamında ise: "Tacir, açılıştan sonra her faaliyet dönemi sonunda da böyle bir envanter düzenler" denilmektedir. Yani ticaret ile uğraşan her kişi, ticarethanesini açmak istediğinde,  envanterine koyacağı her bir kalemin değer tespitini yaptıracak ve her yıl sonu bunu tekrarlayacaktır.

Yeni Türk Ticaret Kanunu, envanter hazırlanması ile birlikte, değerleme yaptırmayı zorunlu kılmasına rağmen; kim tarafından, nasıl yapılacağı hakkında  açıklayıcı bilgi verilmemiştir. Hazırlanan taslak tebliğ incelendiğinde, bu işlerinde, değerleme kuruluşlarına verileceği sonucu çıkmaktadır. Bu durumda sektörsel anlamda değerleme faaliyet alanlarının genişlemesine yol açacağı muhakkaktır.    
  
« Son Düzenleme: Aralık 17, 2013, 03:04:51 ÖS Gönderen: Mehmet Benan Kılıç »

onur85

  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 208
Ynt: TEBLığ TASLAğINA NE OLDU?
« Yanıtla #11 : Aralık 22, 2013, 10:39:19 ÖÖ »
Değerleme kuruluşları...Müthiş bir kılıf bu düzeni idame ettirmek için. Neden uzman değilde kuruluş kavramı üzerinde duruluyor?

gunalpr01

  • Gürbüz Ünal
  • YENİ ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • *
  • İleti: 52
Ynt: TEBLığ TASLAğINA NE OLDU?
« Yanıtla #12 : Ocak 03, 2014, 12:11:48 ÖS »
yayınlanması 3-4 ayı bulabilir. ilk başta taslağın aynen yayınlanacağı konuşuluyordu. galiba değişiklikler olacak (bağımsız denetim benzeri sorumlu uzman kriterlerine 2 yıl lisanslı firmada çalışma zorunluluğu gibi).   
odtü mimarlýk - yatýrým a.þ. - spk lisanslý sorumsuz saha eksperi (2007-devam...) 0533 630 22 18

A.Mesut TATLIPINAR

  • A.MESUT TATLIPINAR
  • GOLD ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 339
Ynt: TEBLığ TASLAğINA NE OLDU?
« Yanıtla #13 : Ocak 04, 2014, 12:24:23 ÖÖ »
Devletin şirazesinden çıktığı bir ortamda tebliğ taslağını tartışmak biraz abesle iştigal...

Türk değerleme sistemi ölü doğmuştur. SPK da, BDDK da  şimdiye kadar onlarca TEBLığ ve KARAR yayınladı. Kimsenin taktığı yok! Çünkü, ciddiyet yok, takip yok, denetim yok!

Kilise karanlık, papaz kör. Türk değerleme sistemi denilen soytarılık  düzeni; " dostlar alışverişte görsün" misali, hala  naylon şirketler, hayali isimler,  sahte imzalar üzerine inşa edilmeye çalışılıyor.  ışı SAHADA BıZZAT KOTARACAK OLAN DEğERLEME UZMANININ ADI HALA YOK!  ışi yapacak olan adamın tarifini yapıp, adını koymadığınız sürece, devlet destekli  bu namussuz soygun düzeni duvara toslayana kadar  tıkır tıkır işler... Vatandaş, soyulduğuyla kalır. Birileri, 5 liralık adamla 325 lira parayı cebe indirir. ış sarpa sarınca da ortadan toz olur. Bu millet, bu türden filmleri defalarca gördü...Aynı filim, temcit pilavı gibi tekrar tekrar önümüze konulmaya çalışılıyor...

2013 yılında 700,000 adet değerleme raporundan bahsediliyor...  Bu raporları kim düzenledi? Bu raporlara kim imza attı? Bu sorulara cevap verilmeden yapılacak her düzenleme, bu sahtekarlık düzeninin ekmeğine yağ sürmekten başkaca bir işe yaramayacaktır!






onur85

  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 208
Ynt: TEBLığ TASLAğINA NE OLDU?
« Yanıtla #14 : Mart 07, 2014, 11:58:57 ÖÖ »
Yarın tebliğ taslağının 1. yıl dönümünü kutluyoruz arkadaşlar. Nice taslaklı yıllara...