Üstat,
Meşhur Nasrettin Hoca fıkrasıdır:
“Hoca, karısını boşamak üzere kadıya başvurmuş. Kadı, davayı görmeye başlarken sormuş:
-Karının adı neydi?
-Bilmiyorum, demiş Hoca.
-Kaç yıldır evliydiniz?
-On iki.
-Nasıl olur? ınsan on iki yıllık karısının adını öğrenmez mi?
-ılk günden geçinmeye niyetim yoktu, demiş Hoca, onun için adını bile sormadım.”
Meseleye; "malı nasıl götürürüm, putu kalkan yapıp parsayı nasıl toplarım" diye bakarsanız sittin sene geçse bir arpa boyu yol kat edemezsiniz.
ışin içine bir de; kibir, ihtiras, cehalet ve kifayetsizlik girdi mi, ortaya böyle sit-com gibi skeçler çıkar.
Her şeyin başı niyet... Namaza da, oruca da, yola da niyetsiz başlanmaz...Niyetiniz temizse, vatanın ve milletin hayrına bir iş yapmak için yola çıkmışsanız; daha işin en başında, bizim gibi "çatlak sesleri" toplar " aslanım sizin derdiniz nedir?" Diye sorarsınız.
Hayatında bir kere bile; sabah saat 04,00'de rapor yazmamış, bir kere bile T.C Ziraat Bankası'nda 2,5 saat sıra beklememiş, bir kere bile tozlu imar arşivlerinde kayıp dosya aramamış insanlardan değerleme uzmanlarının sorunlarını çözmeyi beklemek bile , zaten başlı başına bir komedidir.
Ortada; "malı götürmenin" dışında, vizyon gibi, strateji gibi, yol haritası gibi, planlama gibi zeka ürünü herhangi bir çaba yok...Çünkü, bütün bu zeka ürünü faaliyetlerde bulunabilmek için önce sağlıklı verilere ihtiyaç vardır. Siz, sağlıklı veri toplayacak sistemleri kurmadan bunların hiç birini yapamazsınız. Elinizde zeka mahsulü bir planlama, politika ve strateji olmadığı zaman da; tereyağından kıl çeker gibi, çok kolay bir şekilde halledilebilecek bir işi "kriz" haline getirisiniz.
ıster kamu ister özel sektörde; bir organizasyonu yönetmeye talip olan insanların ilk yapması gereken iş, hizmetine talip oldukları insanların kabaca dahi olsa profillerini çıkarmaktır. Sen, değerleme uzmanlarını yönetmeye talip olmuşsun; bu insanlar her Allah'ın günü, didik didik dosya inceliyorlar. Sadece kurduğun cümlelere değil noktayı hatta virgülü koyduğun yere bile çok dikkat edeceksin. Son 20 günde birbiriyle çelişen tam 5 tane duyuru, bir protokol bir de genelge yayınlandı. Özetle beş benzemez. Ben, daha fazla ayıp olmasın diye; bu duyurularda birbirini nakseden maddeleri burada dile getirmiyorum.
şu an ki politika; gittiği yere kadar gitsin politikasıdır. Namuslu cerrahlar habis ura neşter vurmazlar. Hastaya "ne istersen ye" derler.
Gelinen noktada; maruz kaldığımız muamelenin adı " YERSEN" muamelesidir. Biz de amiyane tabirle " hayvan terli" diyoruz... Bütün çatışma da buradan çıkıyor. Yesek, sorun kalmayacak.