Sevgili Ahmet Ziya kardeşim,
ıyi havalarda herkes kaptanlık yapar. Ama, gerçek kaptan olabilmek için; fırtınalı denizlerde geminizi sağ salim limana götürebilmeniz gerekir.
Pazarda haksız rekabatin olması, çok sayıda şirkete lisans verilmesi, TDUB'un işlevsiz hale getirilerek kapatılacak olması yeni bir olgu değil. Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Bu platformda, şikayet ettiğiniz hususlara dair çok sayıda yazı yazıldı ve analiz yapıldı.
Kendi adıma, son seçimlerde bu yüzden aday oldum. Son TDUB seçimleri alenen manuple edildi. Kimler tarafından, nasıl manuple edildiğini açık açık yazdım. Hatta, gereğinden ağır sözler kullanmak zorunda kaldım. Hiç kimseden çıt çıkmadı. Gördüğüm şu; herkes şikayetçi, herkes bir şeylerin düzelmesini bekliyor... Ama, başkasından bekliyor. Pek az kimse, gerçek adıyla, hatta fotoğrafıyla ortaya çıkma cesareti gösteriyor. Sütre gerisinde, kafalarımızı kuma sokarak, korunaklı alanlarımızda kalarak sorunlarımızın çözülmesini beklersek daha çok bekleriz. Malum şairin dediği gibi; "hava kurşun gibi ağır" karanlıktan aydınlığa çıkmak için birilerinin yanması gerekir.
Hiç kimse özeleştiri yapmaya yanaşmıyor. Sürekli kendi dışımızdakileri kişileri ve kurumları suçluyoruz. SPK hayırlı bir iş yapmak isterken; yanlış bir strateji sonucu, sistemi gerçek kişiler yerine sermaye şirketleri üzerine kurdu. Bu karar; 21. asrın değerlerine ters düşen, insanlara "sürü" muamelesi yapan " Jakoben" bir anlayışın ürünüdür.
Sermaye şirketleri de para kazanabilmek için; her önüne geleni sahaya sürdü. Kimse kimseyi kandırmasın... ışin hakkını vererek, daha doğrusu namusuyla işini yapan bir avuç değerleme uzmanına karşın, şu anda dahi binlerce cahil, şarlatan hatta sahtekar ve namussuz insan "değerleme uzmanı" kisvesi altında parmak arası terlik ve bermuda şortla sahada dolaşıyor. şirketler, merkezde çalıştırdıkları 3-5 işi bilen denetmenle, sahadan gelen saçma sapan raporları düzeltip bankalara gönderiyor. ınsana yatırım yapmadan; bu tiyatro daha ne kadar sürdürülebilir? Rapor ücreti 300, hatta 400 TL olsa; sahada tecrübeli, liyakatli hatta lisanslı uzman mı çalıştırılacak? Kesinlikle hayır. Aradaki fark; artı değer / haksız kazanç olarak şirketlerin cebine girecek.
Yaklaşık 5 yıldır sahada çalışmış lisanslı bir değerleme uzmanı olarak açıkça söylüyorum. Bu kalitede yapılan bir iş için rapor başına 200.- TL bile çok. Sahada çalıştırılan niteliksiz elemanların (mühendis, mimar ya da şehir plancısı olmaları farketmez) günlük kazancı 25-30 TL civarında. Çözüm ortağı olarak çalışmak isteyen lisanslı uzmanlara bütün kapıları kapatacaksınız, adam yerine koymayacaksınız, sonra da 25-30 TL yevmiye ile sigortasız adam çalıştırarak 300.- TL rapor başına ücret isteyeceksiz. Bunun bir tek izahı var: TERBıYESıZLıK !!!
Değerleme uzmanlığının saygın bir meslek, değerleme işinin de dünya standartlarında yapılabilmesi için TDUB gibi çatı örgütlerine ihtiyaç vardır. Bugüne kadar, TDUB'un "işgal altında" olması, kapatılmasını gerektirmez. Çünkü, Sui misal emsal teşkil etmez.
Bir de; "DEğERLEME şıRKETı BU ÜCRETLE ANCAK ÇÖZÜM ORTAğINI BESLEYEBıLıR" sözünüz biraz amacını aşmış. Emeğiyle çalışan insanlar beslenmez. Hayvanlar beslenir. Bu "çirkin" sözünüz için herhalde bizlerden küçük bir özür dilersiniz.
Kendi adıma, "sektörden defolup gitmeyi" düşünmüyorum. Her meslekte olduğu gibi değerleme mesleğinde de "para" amaç değil yan üründür. Dürüstlük, bilgelik, ahlak, ve güvenirlilik gibi sağlam temeller üzerine oturtulmuş ilkeleriniz ve idealleriniz olmadan hiç bir meslekte para kazanamazsınız.
Türkiye'de de değerleme mesleğinin dünya standartlarında saygın bir meslek olabilmesi için mücadele etmeye devam edeceğim. şayet, siz de söylediklerinizde samimiyseniz bu mücadeleyi birlikte yaparız.
Sevgi ve saygılarımla
A.Mesut Tatlıpınar
Değerleme Uzmanı