Değerli Üstad,
Ben, yorum yapmadan sadece iki noktayı dile getirdim. Birincisi; UDES'in Türk değerleme mevzuatında yer aldığını, ikincisi de değerleme uzmanının vasıflarının ne olması gerektiğini bu platforma taşıdım.
Siz ve ben bu meselede dış kapının mandalı bile sayılmayız. Bizim sorunlarımız, kişisel olarak addedilebilir. Bu ülkenin bir yurttaşı olarak; kamu düzeniyle ilgili her türlü aksaklığı dile getirmek ve bunları tartışmaya açmak her Türk vatandaşı gibi bizim de hakkımız.
%40, %50, %60 saçmalığını tartışmıyorum bile. Mesele, kökten ahlaksız. Oranları tartışmak bu ahlaksızlığı meşrulaştırmaktan öteye bir anlam ifade etmez. Lisanslı şirketler kendi ürettiği değerden bana %50 vermiyor. Ben, kendi bilgi, beceri ve emeğimle ürettiğim değerin yarısını, lisanslı şirketlere "HARAÇ" olarak veriyorum. Farzedin ki Türkiye'de tek bir lisanslı şirket yok. Biz yine değerleme yapar, raporumuzu yazarız.
Keşke imkan olsa da; SPK Denetleme Daire Başkanı ile Kurumsal ıletişim Daire başkanını yanımıza alıp yarım gün sahaya çıkabilsek. SPK adının, kimler tarafından nasıl ırzına geçildiğinin, Türk vatandaşlarının "SPK Lisansı" maskesi altında nasıl kandırıldığını gösterebilsek. Her yıl, yaklaşık 500-600 bin kez Türk vatandaşlarının karşısına, ekmeğin fiyatını bile bilmeyen bıyığı yeni terlemiş gençler "SPK Lisanslı Uzman" diye çıkartılıyor. Bırakınız mesleki eğitimi; adab-ı muaşeret kuralları adına dahi, hiç bir ön eğitime tabi tutulmayan bu gencecik çocuklar vatandaşla, tapu dairesi memurlarıyla, emlakçılarla muhatap ediliyor. Vatandaş, elbette işin iç yüzünü bilmiyor. Bilmek zorunda da değil. Vatandaşı ilgilendiren, cebinden çıkan 600-700 TL para.
Hasbelkader şirket kurmuş arkadaşlar; "bu meslek, masa başında değil sahada yapılır" dediğimiz zaman aptal aptal yüzümüze bakıyorlar. Bıyık altından bizlere gülüyorlar. 10 Milyon dolar sermaye de koysanız, son tahlilde artı değeri üretecek olan sahadaki tek bir kişidir. Amerikalılar da, ıngilizler de , Almanlar da geri zekalı değil. 100 seneden fazla bir süredir bu işi yapıyorlar. TEGOVA'nın da UDES'in de merkezinde "değerleme uzmanları" var. Modern dünyada; bütün sistem, sahada bizzat değerlemeyi yapıp, kanaat ortaya koyacak "insan" üzerine inşa edilmiş. Bu söylediklerime inanamayan varsa; açıp UDES'i bir kere okusun.
Dünyanın en köklü, en büyük değerleme organizayonu RICS'in de üyeleri gerçek kişi değerleme uzmanlarıdır. Emek yoğun bir meslekte ne yaparsanız yapın; insan emeği sömürmeden, sahtekarlık ve düzenbazlık yapmadan para kazanamazsınız. şirketler açısından; bu işte para kazanmanın tek yolu ucuz iş gücüdür. Hiç bir ahlaki ve insani değere sahip olmayan tecrübesiz insanları sahaya sürdüğünüzde ise; hata da, rüşvet de, yolsuzluk da kaçınılmazdır. 25 Lira yevmiye ile sigortasız çalıştırdığınız çocuk, mahalle emlakçısının cebine sıkıştırdığı 50 TL'ye hayır demez. Diyenler var elbette, onları tenzih ediyorum. Bu yüzden; SPK'nın tesis ettiği Türk Değerleme Sistemi kendi kendini imha etmeye programlanmış bir saatli bombadır. Acilen tedbir alınmazsa; bu bomba, SPK'nın elinde patlayacaktır.