Sevgili Creacer,
Korkacak bir şey yok...:=)
Bir meselede taraf olan ya da mağdur olan her birey, hakkını ve hukukunu savunmak zorundadır... Bizlere " balık hafızalı, salak hatta geri zekalı" muamelesi yapmaya teşebbüs edebilirler. Hipnozlarla, göz boyamalarıyla, korkutma, şantaj ve tehditlerle susturmaya kalkışabilirler. Hakkın, adaletin ve hukukun olmadığı yerlerde ve zamanlarda böyle zırvalıklar olabilir. Tüm bunlar, değerleme adına oynanan tiyatroyu, yaygın sahtekarlığı ve vatandaşların dolandırıldığı gerçeğini ortadan kaldırmaz.
Bilerek, tasarlayarak ve kasten yapılan bu hukuksuz ve çirkin tavırlar; sadece bizleri mağdur etmiyor. Ucu, emlak piyasasında; spekülasyonlara, manüplasyonlara hatta kredi dolandırıcılığına kadar uzanıyor. Taşınmaz değerlemesi gibi, önemli bir kamu görevinin yasalara uygun bir şekilde hakkıyla yapılmasına engel oluyor.
Bizler, olayların içinde olan ve birinci elden şahitler olarak; yetkili makamlara sadece uyarı görevimizi yapıyoruz. Herhangi bir yaptırım gücümüz yok. Elbette bu durum; siyasi, hukuki ve idari hak arama yollarına başvurmamıza engel değildir.
Mevcut TDUB yönetimi, sadece Değerle Mevzuatı ve SPK mevzuatından bihaber değil... TDUB'un yayınladığı disiplin yönetmeliğini de okumamışlar. Okumadıkları yönetmeliği, benim üzerimde uygulamaya kalkıştılar. An itibariyle; kesinleşmiş bir hüküm yok. Yönetmelik gereği, 3 ay evvel durumu SPK'ya ilettim. Oradan da henüz bir ses seda çıkmadı. şu dakikaya kadar müspet veya menfi herhangi bir tebligat almadım. Sair hukuki hak arama yollarına başvurmak için SPK'nın kararını sabırla bekliyorum.
Taşınmaz değerlemesi adına sergilenen bu soytarılıklar, sahtekarlıklar ve kepazelikler sonsuza kadar sürdürülemez!