Osmanlının son dönemlerinde hayvancılık ile geçinen bir köyde yıllık tereyağı vergisini çok bulan köylü vatandaşlar birlik olup dertlerini anlatmak ve çözüm yolu bulmak istemişler. Aralarından bir heyet seçip durumu padişaha arz edeceklermiş. Heyet yola çıkmış, padişahın karşısına çıkma cesaretine sahip olmayanlar bir bir dökülmüş, sayı azalmış. Saraya geldiklerinde askerlerin ihtişamı karşısında heyet başkanı dışında kimse kalmamış. Padişah ile görüşmek istediğini söylemiş. Veziri-azam ile görüşmesi sağlanmış. Vezir gelen köylü vatandaşa azarlar bir üslupta ve yüksek sesle: “ne işin var, niye geldin. ışimiz var. Çabuk derdini söyle. Adamı sinir etme.” Deyince, köylü vatandaş korkmuş ve şunları söylemiş.” Bizim köyden istediğiniz 50 teneke tereyağını saraya eritip mi gönderelim, eritmeden mi gönderelim”. Veziri azam aşçıbaşını çağırmış, sormuş. Aşçıbaşı eritilince yağ miktarı iki katına çıkar, mümkünse eriterek göndersinler demiş. Ekip başı köye dönmüş ve 50 teneke yağın eritilerek gönderileceğini söylemiş. Yani gönderecekleri yağ miktarı iki katına çıkmış.
--TDUB Genel Kurulunda, değerleme ücretlerinin 300 TL. olması için hepimiz oy kullandık. SPK bunu kabul etti. Resmi Gazete yayınladı. Ama HALKBANK 225’den 200’e düşürdü. Eriyor muyuz, eritiliyor muyuz?