Gönderen Konu: Değerleme Faaliyetine ılişkin Esaslar Tebliği Taslağı Hakkında  (Okunma sayısı 10097 defa)

creacer

  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 117
http://www.tdub.org.tr/images/pdf/degerleme%20_kuruluslarina_ve_degerleme_faaliyetine_iliskin.pdf
"Dileyen üyelerimiz görüş ve önerilerini, 08.03.2013 tarihli SPK Basın Duyurusunda belirtildiği üzere, 22.03.2013 tarihine kadar doğrudan degerlemetebligi@spk.gov.tr e-posta adresine ya da Kurula (SPK) yazılı olarak da gönderebilirler."

"Yetkilendirme şartları
(ç) Değerleme kadrosunun en az 2’si sorumlu değerleme uzmanı olmak üzere asgari 6 değerleme uzmanından oluşması,"
Biz yeni çıkarılan Türk Ticaret Kanunu kapsamında 5 kişinin değil 2 kişinin yeterli olabileceğini tartışırken TDUB bu sayıyı 6 ya çıkarma niyetinde :)

degerlemetebligi@spk.gov.tr adresine burada ortaklaşa oluşturacağımız bir metni bu durumdan şikayetçi olanlar mail atsak belki sesimizi duyarlar...

maras46

  • YENİ ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • *
  • İleti: 212
Ynt: Değerleme Faaliyetine ılişkin Esaslar Tebliği Taslağı Hakkında
« Yanıtla #1 : Mart 14, 2013, 04:37:40 ÖÖ »
Arkadaşlar,

Bu tebliğ taslağı, mesleğimizin dönüm noktasıdır. Herkes iyi incelesin. Var ise itirazımız yazalım. Ben çok uzun bir yazı hazırladım. ılgili yerlere göndereceğim. Bu iş ihmale gelmez.

Öyle bir tebliğ ki;sahada çalışan lisanslı uzmanın sonunu da getirebilir, hak ettiği konumada yükseltebilir.

Taslakta 11/1, 14/1, 25/2 maddelerini iyi inceleyin. Bu maddeler aynen geçerse sahadaki lisanslı uzmanların sonu gelmiş, UDES rafa kalkmıştır diyebiliriz. Ama bu 8. maddeye küçük bir ekleme yapılır ise, çok sağlam bir yapıya kavuşuruz.

Burada şube açılması konusu geçiyor. Ancak en küçük avantajı yok. Nasıl ki lisanslı şirketin olmanın avantajı var ise, lisanslı uzmanın açacağı şubenin de avantajı olmalıdır. Değerleme uzman yardımcıları ya şirket merkezinin olduğu şehirde veya şubelerine bağlı çalışmadır. Bir şehirde şube yok ise, değerleme uzman yardımcısı mücbir sebepten dolayı  görev yapabilmelidir. Bir lisanslı şirket şube açmadığı şehirde, (eğer başka firmanın şubesi var ise) o vilayette kadrolu uzman yardımcısı çalıştıramamalıdır.

Bu konuda görüşleriniz neler?

Ahmet GÖÇER
Kahramanmaraş
« Son Düzenleme: Mart 14, 2013, 04:43:22 ÖÖ Gönderen: maras46 »

creacer

  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 117
"BANKALARA DEğERLEME HıZMETı VERECEK KURULUşLARIN YETKıLENDıRıLMESı VE FAALıYETLERı HAKKINDA YÖNETMELıK(01/11/2006-26333)
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM : Değerleme Kuruluşunun Yetkilendirilmesi
    Yetkilendirilecek değerleme kuruluşlarında aranacak şartlar
    Madde 9 - (Değişik madde: 29/09/2007- 26658 S.R.G Yön/6.md.)
    (1) Bu Yönetmelik kapsamında bankalara değerleme hizmeti verecek kuruluşların;
       a) Anonim şirket şeklinde kurulmuş ve hisse senetlerinin tamamının nama yazılı olması,
       b) Esas sözleşmelerinde belirtilen faaliyet konuları içerisinde değerleme hizmeti verebileceklerine ilişkin bir ibarenin bulunması veya ticaret unvanlarında değerleme ibaresinin bulunması,
       c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasında belirtilen konu ya da konuların bir kaçı ya da tümü için değerleme hizmetini verebilecek yönetim yapısına, yeterli sayı ve nitelikte personele, gerekli teknik donanıma, belge ve kayıt düzenine sahip olması,
    ç) Verdikleri hizmetlerden doğabilecek zararları karşılamak amacıyla mesleki sorumluluk sigortası yaptıracaklarını taahhüt etmeleri,
       d) Yurt içinde ya da yurt dışında değerleme yapma yetkilerinin iptal edilmemiş olması,
       e) Ortaklarının, yönetim kurulu başkan ve üyelerinin, yöneticilerinin ve denetçilerinin değerleme faaliyeti sırasında bağımsızlıklarının ortadan kalkması durumunda bankaya verilen değerleme hizmetinden çekileceğini taahhüt etmesi,
       f) Ortaklarının, kalite güvence sisteminin işleyişinden sorumlu yönetim kurulu üyeleri ile değerleme faaliyeti ile iştigal eden personelinin;
       1) Başka bir değerleme, bağımsız denetim veya derecelendirme kuruluşunda ortaklığının bulunmaması, yönetim kurulu başkanı veya üyesi, yönetici, denetçi, derecelendirme uzmanı, bağımsız denetçi ya da değerleme faaliyeti ile iştigal eden personel sıfatı ile görev yapmaması,
       2) Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen nitelikleri haiz olması,
       3) Yurt içinde veya yurt dışında bağımsız denetim, değerleme veya derecelendirme yapma yetkisi iptal edilmiş kuruluşlarda yetki iptaline neden olan faaliyetlerde sorumluluklarının tespit edilmemiş olması, şarttır.
       (2) Değerleme kuruluşunun ortaklarının birinci fıkranın (f) bendine ilave olarak Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen nitelikleri haiz ve tüzel kişi ortaklarının bulunması halinde de bu kapsamdaki ortaklarının ortaklık yapısının şeffaf ve açık olması şarttır.
       (3) Yetkilendirilen değerleme kuruluşunun; değerleme faaliyeti ile iştigal eden personelinin bağımsızlığa ilişkin 5 inci ve 6 ncı maddede belirtilen hususlar kapsamında taahhütte bulunmaları şarttır.
       (4) Yurt içinde ya da yurt dışında değerleme yapma yetkilerinin iptal edilmesine sebep olan hususların giderilmiş ve yetkilerinin iade edilmiş olması durumunda değerleme kuruluşunun bu Yönetmelik kapsamında yeniden yetkilendirilmesi hususunda talepte bulunması halinde bu durum Kurulca yeniden değerlendirilir."

" BANKALARA DEğERLEME HıZMETı VERECEK KURULUşLARIN  YETKıLENDıRıLMESı VE FAALĠYETLERı HAKKINDA
YÖNETMELıKTE DEğışıKLıK YAPILMASINA ıLışKıN YÖNETMELıK (14Ağustos2012-28384)
MADDE 6 –Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan “kalite güvence sisteminin işleyişinden sorumlu yönetim kurulu üyeleri ile değerleme faaliyeti ile iştigal eden personelinin;” ibaresi “kalite güvence sisteminin işleyişinden sorumlu yönetim kurulu üyesi ile değerleme uzmanının;” şeklinde, aynı bendin (1) numaralı alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, fıkraya (g) bendi olarak aşağıdaki bent eklenmiş ve maddenin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“1) Başka bir değerleme, bağımsız denetim veya derecelendirme kuruluşunda ortaklığının bulunmaması, yönetim kurulu başkanı veya üyesi, yönetici, denetçi, derecelendirme uzmanı, bağımsız denetçi ya da değerleme uzmanı sıfatı ile görev yapmaması,”
“g) Kalite güvence sisteminden sorumlu yönetim kurulu üyesinin değerleme kuruluşunda icrai bir görevinin bulunmaması”
“(3) Yetkilendirilen değerleme kuruluşunun; değerleme uzmanlarının bağımsızlığa ilişkin 5 inci ve 6 ncımaddede belirtilen hususlar kapsamında taahhütte bulunmaları şarttır.”


Bankalara Hizmet verecek Değerleme kuruluşlarında aranacakşartlar yukarda verdiğim yönetmelik çerçevesinde yapılmaktadır.
ılgili yönetmelikte Anonim şirketi olunması şartı var, şimdi 2 Gayrimenkul Değerleme Lisansı Sahibi kişi Anonim şirketini Kursa bu şartı sağlamış olacaklarmı?
"c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasında belirtilen konu ya da konuların bir kaçı ya da tümü için değerleme hizmetini verebilecek yönetim yapısına, yeterli sayı ve nitelikte personele, gerekli teknik donanıma, belge ve kayıt düzenine sahip olması, " bu maddede belirtilen şartı yerine getirmesi için gerekli şartlar açık olarak verilmemiştir nedir bu şartlar 100 tane Gayrimenkul Değerleme Uzmanı mı çalıştırması gerek yoksa 1 Tane gayrimenkul değerleme uzmanımı çalıştırması gerek?

« Son Düzenleme: Mart 14, 2013, 02:21:49 ÖS Gönderen: creacer »

A.Mesut TATLIPINAR

  • A.MESUT TATLIPINAR
  • GOLD ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 339
Sevgili Creacer,

Bizler, sahada çalışan "ateş olsak cürmümüz kadar" yer yakabilcek değerleme uzmanlarıyız. Bildiklerimiz, gördüklerimiz ve şahit olduklarımızla sınırlı. Devlet-i Ali'nin kapalı kapıları arkasında hangi güç savaşları yaşanıyor bilmiyoruz. Ama, bizlere yansıyan saçmasaplıklardan,  ortalığın pek de sütliman olmadığı çıkarsamasını rahatlıkla yapabiliriz.

SPK, sermaye piyasalarını denetleyen ve regüle eden bağımsız bir kamu kurumu.  BDDK ise para piyasalarını denetleyen bir diğer bağımsız kamu kurumudur. Bu iki kurumda da Türkiye'nin yetiştirdiği en iyi beyinler görev yapıyor. Hiç kimse, elini kolunu sallayarak bu kurumların kapısından geçemez. Bir dizi sıkı sınavdan geçemesi gerekir. Böyle de olması lazım.

Bizim yaptığımız iş ise; şeklen çok basit. Türkiye hudutları dahilinde bulunan her hangi taşınmazın ve o taşınmaza bağlı hak ve faydaların, belirli bir tarihteki makul, adil, acil her neyse değerini tespit etmek. Bunu tespiti yaparken, adil, tarafsız ve bağımsız olmak. En nihayetinde de; bu tespiti anlaşılabilir bir formatta rapor haline getirmek.

Sorun şu:  Aslında, taşınmaz değerlemesi işi. Ne SPK'nın ne de BDDK'nın asli görevidir. Çünkü bu her iki güzide kuruluşunda yapması gereken hayati öneme haiz , çok önemli başka görev ve sorumlukları vardır.  Bu iş,  bir başka bağımsız kamu otoritesinin uhdesine verilmelidir.  Bu, Çevre bakanlığı olabilir. Ekonomi Bakanlığı olabilir.  Hazine müsteşarlığı olabilir.  Ya da , yeni ihdas edilecek bir daire başkanlığı olabilir.

SPK bürokratlarının  bahse konu taslak tebliği; mevcut sorunları çözmek,  bazı gri alanlara  açıklık getirmek için,  iyiniyetle kaleme alınmış olduğundan en ufak kuşkumuz yok.

Ama daha tebliğin en başında; "Sermaye Piyasası kapsamına girmeyen değerleme çalışmaları  bu tebliğin kapsamı dışındadır"
denilerek; yine,  koskoca yeni bir gri alan yaratılmaktadır.

Türkiye'de de, modern dünyada da mevduat toplama ve kredi verme işi, adına banka ya da finans kurumu denilen imtiyazlı anonim şirketlerin tekelindedir.  Halkın parasını bankalar toplar. Konut ve ticari krediler dahil bu paraları talep edenlere bankalar verir. 

Konut finansmanı ; Sermaye Piyasası mevzuatı kapsamında Türk hukuk sistemine girmiştir.  Lisanslı Değerleme şirketleri ve Lisanslı Değerleme Uzmanlığı  yine Sermaye Piyasısı Mevzuatı çerçevesinde,  SPK'nın öncülüğünde gündeme gelmiştir.

şimdi şu soruyu sormak istiyorum:  Bu taslak tebliğ; 5582 sayılı konut finansmanı kapsamında yapılacak olan ( Ki bu kanun sermaye piyasası mevzuatıdır) değerleme hizmetleri için geçerli midir değil midir?

Bu soruya cevap vermeden; taslak  tebliğ hakkında yapılacak  bütün yorumlar havanda su dövmekten ibaret olacaktır.

Özetle; BDDK; "SPK tebliği beni bağlamaz. Ben, 5582 sayılı kanun kapsamında da, bankacılık kanunu kapsamında da vereceğim işletme kredilerinde kendi yönetmeliğimi uygularım" derse ne olacak?

Son olarak; modern ülkelerde olduğu gibi değerleme mesleliğinin disipline edilmesi ve kurallara bağlanması; bu alana kamu hizmeti değil değil de bir rant alanı olan bazı şirket yöneticilerini işine gelmediği de vakıadır.  Değerleme , %100 insan gücüne dayanan bir iştir.  ısterseniz 100 milyon dolar sermaye koyun. Son tahlilde işi kotaracak ve raporu yazacak olan sahadaki tek kişidir.  ABD'de  köleliğin kalkamsına en çok direnenler  güneydeki toprak sahipleriydi. Bu yüzden Amerikan ıç savaşı çıktı. Çünkü, sınırsız ve ucuz  iş gücü kısıtlaması şirket karlarına ciddi sekte vuracaktır.  Bu nedenle; bugüne kadar, ne SPK'nın ne de BDDK'nın karar ve tebliğleri tam olarak uygulanmamıştır. Uygulansaydı, bu taslak tebliğe gerek bile kalmazdı. 

Aşağıda yer alan duyuru Lidebir Sitesinden alınmıştır.

"BDDK Uygulamalarıyla ılgili Duyuru"

 
Sayın Üyeler;

" BDDK’nun, listesinde bulunan şirketlerden çözüm ortakları ile ilgili istediği evraklar ve 6 ayda bir yapılan bildirimler hakkında oluşan tereddütler hakkında BDDK ile şifahi görüşme yapılmış ve tereddütler kendilerine iletilmiştir.

Yapılan görüşmede paylaşılan hususlar aşağıdaki gibidir:

•Çözüm ortakları ile ilgili temin edilmesini istedikleri belgeler, çözüm ortağı uzmanın 4 yıllık üniversite mezunu olduğunu belgeleyen diploma örneği ve 3 yıllık tecrübeye haiz olduğunu tevsik eden belgelerdir (Yönetmeliğin 3/ı maddesi gereği). Bunun dışında herhangi bir belge ya da taahhütname istenmemektedir.
 •Kuruma 6 ayda bir yapılan bildirimlerde ise, son bildirim formunda belirtilen formatta, ekspertiz değeri sınırlaması ya da limiti olmaksızın tüm raporlar, banka bazında konut ve ticari ayrımı yapılmak suretiyle sayı olarak belirtilecektir."
 

Bilginize sunar, iyi çalışmalar dileriz.

Lidebir Yönetim Kurulu
04.07.2011

Özetle; hangi rapora, kimin, hangi sıfatla imza attığı da kayıt altına alınsaydı; belki bugün , sahada şahit olduğumuz  bu kepazelikler yaşanmayacaktı.

fikret8082

  • YENİ ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • *
  • İleti: 51
Sayın meslektaşlarım  tabiri caizse BÜYÜK BALIK KÜÇÜK BALIğI YUTAR bu operasyonların altında yeni şirket kurulmasını önlemek,kurulmuş olan bankalardan iş alamayan zor şartlarda devam etmeye çalışan en az 50 firmanın şirketlerde lisanslı elemanların en az 7 olacağı düşünüldüğünden 2-3 arkadaşın kurduğu 2 lisanslı arkadaşında zor şartlarda maaşlarını ödemeye çalışanların lisans sayılı 7 çıkınca ya başka bir şirketle birleşecek ya tasfiyesini isteyecek ve bulunduğu ilde çözüm ortaklığına devam edecektir.Türkiyenin 5 büyük ili olan Adana da bile 124 firmadan sahada iş yapan 20 asil 15 yedek firma ile 35 firma faaliyet gösteriyor yaklaşık 90 firmada günü kurtarma mücadelesi veriyor.Bu tebliğler bu şekilde geçerse 2013 yılı kurumsallaşmamış yeterli öz sermayesi olmayan şirketlerin sonu olur.

A.Mesut TATLIPINAR

  • A.MESUT TATLIPINAR
  • GOLD ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 339
Ynt: Değerleme Faaliyetine ılişkin Esaslar Tebliği Taslağı Hakkında
« Yanıtla #5 : Mart 15, 2013, 12:20:07 ÖÖ »
ıstenilen tam da bu...

Taşınmaz değerlemesi  yerel bir iştir. Tamamiyle " hand made" dir.  Bu işin seri imalatı, "mass pruduction'u", ölçek ekonomisi kuralları,  ıthalatı / ihracaatı olmaz. Mevcut pazar hacmi ve işin tabiatı;  şirketlerin palazlanmasına resmi adıyla sermaye temerküzüne engeldir.  SPK'nın öngördüğü sermeya tabanı "komik "bir rakamdı. Neyse ki; yeni tebliğ ile sermaye şartı kaldırılacak...

Bugünkü şartlar altında; Türkiye hiç bir lisanslı şirketin sermayesi ve bilgi birikimi   Türkiye genelinde örgütlenmeye ve hizmet vermeye  yeterli değildir.  Bu iş, sırf para ile de olmaz. Böyle bir organizasyonu planlamak,  sevk ve idare etmek çok ciddi bir bilgi birikimi gerektirir. Astarı yüzünden pahalıya gelebilir.  Diyelim ki  parayı buldunuz. ışi kime yaptıracaksınız? Bu yüzden bireysellik ve çözüm ortaklığı kaçınılmazdır. Her gün, 250-300 TL karşılığı üstlenilen milyonlarca liralık risk de işin cabası.

Mevcut iktisadi sistemde; sistemik risk her zaman vardır ve olacaktır. Hem Dünyada hem de Türkiye'de makroi ktisadi dengeler bıçak sırtında sürdürülmektedir. 250-300 nitelikli ve pahalı personeli kadrosunda istihdam eden bir şirket 2 ay iş alamasın 3. ayda iflas eder.

şirket değerlemesi denilen bir kavram vardır. Zaman zaman benim de yaptığım bir iştir.  şirketlerin aktifini pasifini, karlılığını, verimliliğini, geçmiş ve gelecek gelirlerini, piyasadaki durumunu değerlendirip, bir rakam ortaya konulur.  Değerleme şirketi değerlemesinde ise bunu yapmak neredeyse imkansızdır. Bugün itibariyle, bankalara iş yapan değerleme şirketlerinin piyasa değeri sıfıra yakındır. Bilançoları ya da sermaye yetersizlikleri yüzünden değil. Taşıdıkları riskler yüzünden...Finansal açıdan, değerleme şirketlerinin taşıdıkları risk ölçülemez boyuttadır. Bu yüzden de; değerleme alanı yatırım yapılabilir cazip bir alan değildir.

SPK nerdeyse 12 yıldır 62'den tavşan yapmaya uğraşıyor.  ınsan faktörünü hiçe sayarak , sadece sermaye şirketleriyle bu işi kotarabileceğini zannediyor.  şirketler, bugüne kadar ayakta kalmışsa bunun tek nedeni " ekspertiz simsarlığı" kanalının açık tutulması ve  ucuz iş gücüdür. Bu kanalı kapatır, emek istismarını ortadan kaldırırsanız, şirketler de ortadan kalkar. Yine, bu işin tabiatı icabı; SPK da BDDK da ekspertiz simsarlığını önlemek zorundadırlar. Çünkü, mevcut simsarlık düzeni saatli bombadan farksızdır. Bu kadar lafı, günde fazladan kazanacağım 50-60 lira için etmiyorum elbette. SPK gibi çok önemli bir kamu kuruluşunun itibar kaybetmesinin  bana  ve bu ülkenin geleceğine olan maliyeti parayla ölçülemeyecek kadar büyüktür. 

Bu işin, Türkiye'de de, dünya standartlarında  yapılması gerçekten isteniliyorsa;  şirketleşme değil,  kaliteli değerleme uzmanı yetiştirilmesi yani bireysellik ve bağımsız çalışma  teşvik edilmelidir. Emek yoğun işlerde , bu  seçenek hem adil hem de ahlakidir. Değerleme uzmanı kartviziti taşıyan herkes sahaya inmelidir.  Hiç kimse, kimsenin sırtından para kazanmasın. Ben, yaptığım işin, harcadığım emeğin karşılığı ürettiğim katma değerin           %50'sini  niye bir başka meslektaşıma vereyim?  SPK'nın bunu benden istemeye ne hakkı var?  Niye, birileri oturdukları yerden benim sırtımdan para kazansınlar? Herkes emeğinin ve alın terinin karşılığını alsın.  Bu soruları bugün ben soruyorum, yarın pek çok kimse aynı soruları SPK'ya ve lisanslı şirketlere sormaya başlayacak. Ahlaki bir temele oturtmayan hiç bir yasa ve  hiç bir kural, uzun süre sürdürülemez. Çünkü, bu işte hiç kimse,  Bertolt Brecht'ten mülhem bir deyim olan  "yaptığı işe yabancılaşmıyor."    Taşınmaz değerlemesi işi "tek kişilik bir oyun" . Bu işi parçalara bölmeye kalkışırsanız,  onun adı değerleme değil sahtekarlık ve düzenbazlık olur. 


fikret8082

  • YENİ ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • *
  • İleti: 51
Ynt: Değerleme Faaliyetine ılişkin Esaslar Tebliği Taslağı Hakkında
« Yanıtla #6 : Mart 15, 2013, 10:10:42 ÖÖ »
Kaliteli lisanslı değerleme uzmanının sektörde öncelikle çalışması için en büyük sorumluluk TDUB da olduğunu düşünüyorum.
Tüm üyelerinin ay sonunda yaptığı değerleme raporların banka ve referans nosunu belirtir bildirimin birliğe gönderilmesi mecburiyetinde bulunursa,ozaman ıstanbulda şirket ofisinde çalışırken nasıl oluyorda aynı anda ızmirde Antepte Diyarbakırda Ankara da v.s illerde değerleme yapılıyormuş görürler ekspertizi lise mezunu çocuklara yaptırılıyor ıstanbuldaki masa başında çalışan kendilerine verilen SPK  lisansının sorumluluğunu taşıyamıyan uzmanlar kendisi gitmiş gibi imzalayıp bankaya gönderiyor.
Kanun ve Tebliğler ile lisanslı değerleme uzmanlarına verilen hak ve yetkiler yetkisiz ve sorumsuz kişilerce gasp ediliyor adeta hakkımız çalınıyor bunun çareside TAPU KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜğÜNE yapılacak şikayet ile çözüleceğine inanıyorum bankanın görevlendirmediği kişilere proje baktıran kayıt veren sistem den talep açanlar görevini kötüye kullanıyorlar 1-2 şikayette gidecek müfettiş kamera kaydından ve sisteme giriş bilğilerinden çok kolay tespit edebilir.Tüm arkadaşları lisanssız ve yetkisiz çocuklara kayıt veren proje gösteren bizleri haksız rekabete uğratan görevlileri şikayete etmelerini bekliyorum.

Miyagi

  • YENİ ÜYE
  • YENİ ÜYE
  • *
  • İleti: 10
Değerli Meslektaşlarım,
10 yılı aşkın süredir kamu ve özel bankalara bireysel olarak hizmet vermiş bir değerleme uzmanı olarak, sektörün geldiği noktayı anlamakta zorlanıyorum. Bireysel olarak hizmet vermemizin, bankaya operasyonel maliyet yükü getirdiği gerekçesiyle, değerleme şirketlerinden hizmet alma zorunluluğu hasıl olduğu, bir kamu bankasının yetkili ağzından ifade edilmişti. Bu ifade karşısında: “işi, hangi yeterliliğe sahip insanların yapacağını; rapor denetiminin nasıl yapılacağını; iş kalitesi nasıl kontrol edileceğini ve kalite sürekliğinin nasıl temin edileceğini…” sorduğumda; “değerleme şirketlerinin bu konuda profesyonel bir yönetimle, bu işin bireysel olarak yetkili kişilere yaptırılmasını, yine değerleme uzmanlarınca denetim ve iş kalitesinin sürekliliğini temin edeceklerine inandıklarını” söylemişlerdi.  Bu fikri bir türlü kabul edememiş olmakla beraber, bu fikrin bir temennide kaldığına geçen zamanla şahit oldum. (Burada vurgulamak istediğim hizmetin, değerleme şirketlerince verilmemesi değildir.)
Bu noktada belki bankaların operasyonel yükleri azaldı ve iş kapasitesi arttı, daha fazla değerleme işi gerçekleştirdiler. Ama neyi feda ederek?
Sektörde, değerleme hizmeti veren lisanslı değerleme şirketleri ile standardı ve statüsü belli olmayan çözüm ortaklığı mekanizması bulunmaktadır. Bu noktada lisanslı değerleme uzmanı olarak, ya bir değerleme şirketinde hizmet vereceksiniz, ya da çözüm ortaklığı konusunda standardı ve statüsü olmayan çözüm ortaklığı mekanizması ile mücadele edeceksiniz. Bilgi birikimi, tecrübeleri ve mücadele ile lisans almak suretiyle mesleki ideallerini devam ettiren değerleme uzmanları, (şayet değerleme şirketleri bünyesinde değil ise) sistem dışındadır. Anlayamadığım, bu iş önemli bir iş ise neden sektörün tamamı birlikte analiz edilerek çözüm aranmıyor. Yok, önemsiz bir iş ise neden lisanslı değerleme şirketleri var. (Bu kurumların sadece operasyon maliyetlerini başka bir tüzel kişiliğe yüklemek için mi var?) Denetimi olmayan hiçbir işin düzgün gittiğine tanık olmadım.  (Bu konu çok uzun bir bahis olduğundan hiç girmeyeceğim.)
şahsi kanaatim: Sayın Tatlıpınar’ın da ifade ettiği gibi değerleme işinin ilk elden ve uzmanlarınca yapılması gereken bir iş olduğudur. Bir yeterliliği ifade eden Gayrimenkul Değerleme Uzmanlığı Lisansı (ki bu konuda itilaf olacağını düşünmüyorum) sistem içinde problemlerin çözümü için aktif olarak kullanılmalıdır. Bu sebeple artık değerleme işinin standartları ele alınırken, lisanslı değerleme uzmanlarının da, sektörün problemlerinin çözümünde MÜNFERıTEN AKTıF rol almalı, hatta bu aşamada çözüm ortaklıklarında zorunluluk haline getirilmelidir. Değerleme sektörünün sıkıntıları ancak değerleme uzmanlarınca çözülecektir.
“Bir somun ekmeğin varsa, götür fırıncıya ver. Çünkü kıymetini en iyi o bilir.”
Saygılarımla.

Tunç Demirtaş

  • YENİ ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • *
  • İleti: 128
Lisanslı uzmanlar var iken lisanssız çözüm ortaklığı denen bir yapılanmanın olması kadar saçma bir şey sadece bizim ülkemizde olur. Lisanssız olan arkadaşlara siz çalışmayın demiyorum. Lütfen yanlış anlayıp hemen laf yetiştirmesinler.

Madem bir firma bünyesinde çalışmayan lisanslı uzmanlara direk bankalardan iş alma yetkisi verilmiyor o zaman en azından mevcut işlerin çözüm ortağı şeklinde yapılacak olanları sadece BıRLıK üyesi kişilere devredilebilir şeklinde bir düzenleme getirilmelidir. Bu sayede mevcut lisanssız güruh ya lisans alıp birlik üyesi olacak ya da lisanslı kişilerin yanında çalışmak zorunda kalacaktır. Lisanslı kişilerin yanında ve kontrolünde çalışan bu arkadaşlara sınavlara da girmek zorunda olup değ.uzm.yardımcısı sıfatı verilebilir. Sistemde itibar sahibi olması gerekenler ilk önce SPK Lisanslı olanlardır. Biz de ise lisans sahibi olmak ceza mı ödül mü belli değil.

Bilindiği üzere SPK'nın bir de "Konut Değerleme Lisansı" var. 24 Ekim 2011 itibariyle bu lisansa sahip kişi sayısı 299'du. Nispeten daha kolay bir sınavla alınan bu lisansı "Konut Değerlemeleri" için zorunlu tutmak, hem bu lisansa gereken itibarı verir hem de işleri yasal bir zemine oturtur. Gayrimenkul Değ. Uzmanı sayısı ise minimum 2250'dir. (2250. kişi ben olduğum için oradan biliyorum. Tam rakamı bilen varsa eklesin lütfen). Yukarıdaki düzenlemeler yapılırsa Gayr.Değ.Uzm. lisansı alma hızı da düşecektir. Çünkü sadece konut değerlemesi yapan büyük topluluk var. Normal koşullarda da Konut Değ. Lis. sahibi insan sayısının Gayr. Değ. Uzm. lisans sayısından fazla olması beklenir.

Bütün bunların sonucunda da mevcutta korsan değerlemecilerin yaptığı "konut değerlemeleri"ni  Konut veya Gayr.Değ.Uzm. lisansına sahip BıRLıK üyesi kişiler yapar hale gelir. Konut Değ. Uzm. lisansına sahip kişi şahıs firmasını kurup çözüm ortaklığı yaparak kendisine gelen konut değ. işlerini yapsın. Ben bunda bir sakınca görmüyorum.

Mevcutta 300 TL'yi alan firmalar bu şekilde 150 TL yi SPK lisansı çözüm ortağına verecektir. Ayda 40 iş yapan lisanslı uzman yukarıdaki düzenlemeler ile bulunduğu ile bağlı olarak ayda 100-120 rapor kapasitesine ulaşacaktır. Bu da yanında 1 veya 2 kişi çalıştırmayı gerektirir. Bu arkadaşlar da maaşlarını lisanslı uzmandan efendi gibi alırlar. Korsan Değerlemeci'ler şu an Antalya'da kişi başı ayda 70-80 iş yapıyorlar. Bankalarda bundan memnun.

Bu laflar Mesut Abi'nin dediği gibi "ekspertiz simsarlığı" yapan kişilerin bir kısmını sistemden çıkarmaya yöneliktir. Bu işi bir firmada yapan veya öğrenmek isteyen arkadaşlara bir engel teşkil etmez. Korsan Değerlemecileri sistemden çıkarmak büyük bir adım atılmasına sebep olacaktır.

Aslolan defalarca söylendiği gibi lisanslı uzmanların bankalardan direkt iş alabilmesidir. Ancak kodamanlar buna izin vermiyor. Belki benim görüşlerim başka görüşleri harekete geçirir diye görüşlerimi sizinle de paylaştım. Eksik, hatalı ya da başka sonuçları doğurabilecek tarafları olduğunun farkındayım.   

creacer

  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 117
“SPK, sermaye piyasalarını denetleyen ve regüle eden bağımsız bir kamu kurumu.  BDDK ise para piyasalarını denetleyen bir diğer bağımsız kamu kurumudur. Bu iki kurumda da Türkiye'nin yetiştirdiği en iyi beyinler görev yapıyor. Hiç kimse, elini kolunu sallayarak bu kurumların kapısından geçemez. Bir dizi sıkı sınavdan geçemesi gerekir. Böyle de olması lazım.”

Mesut Bey bahsettiğiniz kişiler için aşşağıda yer alan "Değerleme işi ile iştigal eden personel" tanımında arkadaşlarında belirttiği gibi sayıları 2000 in üzerine ulaşmış lisanlı kişiler için, "Gayrimenkul Değerleme Uzmanlığı Lisansına sahip, Konut Değerleme Uzmanlığı Lisansına sahip kişiler" ifadesini yazmak en iyi beyinlerin yapamayacağı bir şey olmasa gerek ama nedense herzaman metinlerde net tanımlardan kaçınılıyor muğlak ifadeler tercih ediliyor buda sistemin suistimal edilebilmesi amacıyla bilerek yapılıyor kanaatindeyim.

BANKALARA DEğERLEME HıZMETı VERECEK KURULUşLARIN YETKıLENDıRıLMESı VE FAALıYETLERı HAKKINDA YÖNETMELıK
"ı) Değerleme faaliyeti ile istigal eden personel: Değerleme kurulusu tarafından değerleme yapmak üzere istihdam edilen, en az dört yıllık lisans
düzeyinde öğrenim görmüs, bankacılık, bağımsız denetim veya mahkemelerde bilirkisilik de dahil olmak üzere değerleme konularında en az üç yıllık tecrübeye sahip ya da değerleme konusunda yurt içinde veya yurt dısında yetkili kurumlar tarafından verilen mesleki yeterlilik sertifikalarına sahip olan kisileri,"

Bu tanımı okuyan kişi ne anlar ?
Sanki Gayrimenkul Değerleme Lisansı Almış kişilerden bahsediyor gibi geliyor bana 3 yıl tecrübe felan ama öle olursa 1 yıl tecrübe şartıyla Lisasns almış Konut Değerleme Lisaslı kişiler görev alamayacaklarmı? Mesleki yeterlilik sertifikasına sahip kişiler diyor bu açıdan bakarsak 4 yıllık üniversite mezunu hiçbir arkadaş bu işle iştigal edemez ne 3 yıllık tecrübeleri var ne sertifikaları, yani benim küçücük aklımı allak bullak etmeye kafamı karıştırmaya yetiyor bu tanım.

"Değerleme Uzmanı  Yardımcılarını, Gayrimenkul Değerleme Lisansı alan kişileri ve Konut Değerleme Lisansı sahibi olan kişileri ifade eder" dese ve bunlarında tanımlarını verse çokmu kötü bir iş yapmış olurlar.
« Son Düzenleme: Mart 15, 2013, 05:41:24 ÖS Gönderen: creacer »

onur85

  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 208
Ynt: Değerleme Faaliyetine ılişkin Esaslar Tebliği Taslağı Hakkında
« Yanıtla #10 : Mart 15, 2013, 06:56:00 ÖS »
Bu ülkede en komik olanı, ve belkide bilinçli olarak yaratılmış olan konu mevzuat birliğinin olmayışı ve tanım, yetki kargaşasıdır. Değerleme uzmanının kim olduğuna dair tanımlama Spk mevzuatında yapılmış ve lisans sahibi gerçek kişiler olduğu ifade edilmiştir. Değerleme hizmeti vermeye YETKıLı kişi ve taraf lisanslı gayrimenkul ve konut değerleme uzmanlarıdır. Ancak bilindiği gibi BDDK adlı art niyetli kurum ve başındaki kişiler kendi yetkilerini, Spk'nın yaptığı değerleme uzmanı tanımı ve değerleme hizmeti vermeye doğuştan yetkili olan gerçek kişileri ifade eden tebliğ hükümlerinin üzerinde tutarak haksız rekabete ve rant piyasasına sebep olmuştur. Bankalar dünya üstü varlıklar değildir. Her kurum ve taraf gibi değerleme işi için değerleme talebinde bulunan müşterilerdir. Tabi oldukları bankacılık mevzuatı, değerleme mevzuatını hazırlayan Spk'yı ve bize geçmişte almamız için dayatılan ve emek vererek aldığımız bu lisansı geçersiz kılamaz, kılmamalıdır. Burada yetki ve mevzuat kirliliğinin olduğu açıktır. Tüm dünyada değerleme işi bağımsız lisanslı uzmanlar tarafından yapılmakta olup şirket dayatması sadece Türkiye'de mevcuttur. Bu yanlış ve 'HER BAKIMDAN' ülke bekâsı ve sektör için TEHLıKELıDıR.

Yetkisiz, lisanssız çözüm ortağı hususu ise yasama ve denetim BOşLUğUndan kaynaklanan bir haksız kazanç kapısıdır. Halâ hava atarak ayda 50-60 iş yapan lisanssız elemanlar aktif olarak suç işleyip, size bize bıyık altı ve hatta üstünden gülmektedir. Son gülenin iyi güleceğinden ve işledikleri suçtan bihaber ayağına yatmakta ısrar etmeleri onları ve onlarla anlaşan değerleme şirketlerini KESıNLıKLE aklamayacaktır. Tunç Bey'in dediği gibi tam bir 'korsan değerleme' sektörü oluşturan bu şahıslara bilgi veren kamu kurumlarıda aynı suça iştirak edilmektedir. Açılacak bir soruşturma ve suç duyurusunun bu son paragrafta adı geçen yetkisiz elemanlar, onlara iş veren şirketler ve bilgi sunan tapu, belediye gibi kurumların canını ciddi oranda yakacağı ise muhakkaktır diye düşünüyorum.
« Son Düzenleme: Mart 15, 2013, 07:01:22 ÖS Gönderen: onur85 »

creacer

  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 117
Ynt: Değerleme Faaliyetine ılişkin Esaslar Tebliği Taslağı Hakkında
« Yanıtla #11 : Mart 16, 2013, 02:43:26 ÖS »
"Mevcutta 300 TL'yi alan firmalar bu şekilde 150 TL yi SPK lisansı çözüm ortağına verecektir. Ayda 40 iş yapan lisanslı uzman yukarıdaki düzenlemeler ile bulunduğu ile bağlı olarak ayda 100-120 rapor kapasitesine ulaşacaktır. Bu da yanında 1 veya 2 kişi çalıştırmayı gerektirir. Bu arkadaşlar da maaşlarını lisanslı uzmandan efendi gibi alırlar. Korsan Değerlemeci'ler şu an Antalya'da kişi başı ayda 70-80 iş yapıyorlar. Bankalarda bundan memnun."
Sayın Tunç Demirtaş yukardaki ifadenizden anladığım Değerleme şirketleri Lisanslı Gayrimenkul Değerleme Uzmanını kullansın  Lisanslı Gayrimenkul Değerleme Uzmanlarıda Lisanssız iki personeli kullansın alan razı veren razı olsun demişsiniz. şimdi öncelikle şuna kesin karar verelim konut , arsa, akaryakıt ve lpg ikmal istasyonlar, AVM'ler vb... gayrimenkullerin değerlemesini yapabilmek için(yada yapılan değerlemenin kanunen bir geçerliliğinin olması için) mevcut kanunlarımıza göre lisans şartı varmıdır yokmudur? eğer bu soruma vardır diyorsanız kimse kimsenin üzerine basarak iş yapmasın yoktur diyorsanız ozaman lisanssız iş yapan çözüm ortaklarının şuanki yaptıklarında hiçbir sakınca olmaması gerek.
Konut değerleme işini düşünelim, konut değerlemesi işi illaki anonim şirket kurmak gerektiren özel ihtisas gerektiren lisanslı kişilerin ortak karar alarak yaptıkları bir iş değildir kanatimce Konut Değerleme veya Gayrimenkul Değerleme Lisansına sahip bir uzman konut değerleme işini tek başına yapabilir. Mevcut sistemde en azından bireysel çalışan lisanslı kişilerin konut değerleme işini kimseye avanta vermeden kimseyle hakkını bölüşmeden yapabileceği düzenlemelerin yapılması gereklidir. Borsada işlem gören yatırım ortaklıklarının işlerini AVM'leri büyük çaplı işleri Lisanslı değerleme şirketleri yapsın buna itirazım yok çünki öyle işler varki 3 - 4 farklı meslek gurubundan lisasnlı kişilerin ortak kararlarıyla değerleme işi yapılabiliyor.
« Son Düzenleme: Mart 16, 2013, 02:46:20 ÖS Gönderen: creacer »

fikret8082

  • YENİ ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • *
  • İleti: 51
Ynt: Değerleme Faaliyetine ılişkin Esaslar Tebliği Taslağı Hakkında
« Yanıtla #12 : Mart 16, 2013, 04:23:59 ÖS »
Tapu Müdürlüklerinin büyük çoğunluğu çarşamba gününden itibaren  artık projeye bakma ve kayıt için sistemden talep açmaya başladı,şirket yetki belgesi görevlendirilen eksper ve nufus kaydı sisteme giriyor,talep formu ve taahhüütname imzalayıp projeye bakabiliyor, artık şirketler bankaların yetkilendirmediği değerleme uzmanına nasıl yetki yazısı verecek ,verseler bile TDUB talebi üzerine TAKBıS sisteminden hangi şirket kimi tapuya göndermiş hangisi yetkisiz belli olacak ,yinede sistemi delmeye hakkımızı çalmaya gaspa devam ederlerse kendileri bilir.

fikret8082

  • YENİ ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • *
  • İleti: 51
Ynt: Değerleme Faaliyetine ılişkin Esaslar Tebliği Taslağı Hakkında
« Yanıtla #13 : Mart 16, 2013, 04:28:55 ÖS »
ÇÖZÜM ORTAğI OLARAK ÇALIşAN LıSANSLI DEğERLEME UZMANLARI ARKADAşLARIMIZIN ıLETışıM  LıSTESı MEVCUT OLAN ARKADAşLAR LÜTFEN BUNLARI PAYLAşALIM ,ORTAK BıR GÖRÜşLE TEBLıGDEN ÖNCE BULUNDUğUMUZ ıLDE MÜSTAKıLEN AYLIK 25-30 KONUT DEğERLEMESı ıÇıN AKREVıTASYON ıSTEYELıM BEN BıR TÜRLÜ TEMıN EDEMEDıM BıRLıK WEB SıTESıNDEN ÇOğUNA ULAşAMIYORUM. EğER 200 CıVARINDA SERBEST ÇALIşAN ARKADAşLAR ASGARı MÜşTEREKTE BıRLEşıRSEK ıNANIYORUM SPK DAHA RADıKAL KARARLAR ALIR .

pohjolo

  • YENİ ÜYE
  • STANDART
  • *
  • İleti: 30
Ynt: Değerleme Faaliyetine ılişkin Esaslar Tebliği Taslağı Hakkında
« Yanıtla #14 : Mart 16, 2013, 05:11:14 ÖS »
bu piyasadaki 1-2 şirket hariç hiçbiri türkiye genelinde lisanslı çözüm ortağı çalıştırıcak güçte değil. bence sistemi bir kılıfına uydurup eski çalışma koşullarıyla devam edilecek. yani lise mezunu ortaokul mezunu çocukları yine değerleme işinde göreceğiz.

bana söyleyin hangi şirket türkiye genelinde birlik üyesi diğer lisanslı şirketleri çözüm ortağı olarak çalıştıracak güçte???

kaldı ki bunlarla sözleşme yapılması durumunda sözleşme bedelinin yarısını taşerona vermek durumunda. eğer böyle olursa 5 lisanslı uzmanın birleşerek kurdukları şirketlerin çoğu nalları diker..