Gönderen Konu: GÜNDEM DIşI BıR PAYLAşIM.  (Okunma sayısı 2402 defa)

A.Mesut TATLIPINAR

  • A.MESUT TATLIPINAR
  • GOLD ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 339
GÜNDEM DIşI BıR PAYLAşIM.
« : Nisan 24, 2013, 01:04:50 ÖÖ »
Değerli  Meslektaşlarım,
Mevcut  TDUB yönetimindeki  Lisanslı şirket Yöneticisi bazı üyelerin; bizlerin  bakanlıklara, SPK’ya ve BDDK’ya  görüş bildirmemizden,  bu platformda tartışmaya açıp, çözüm bulmaya çalıştığımız sorunları dile getirmemizden  rahatsız olduklarını şifahi olarak tarafıma iletmişlerdir.
 
Kendi aralarında ne tür yazışmalar yaptıklarını bilmiyoruz.  Rahatsızlık duydukları her neyse;  ister genel kurulda, ister geniş katılımlı bir toplantıda,  isterlerse bu platformda;  anayasal hakkını kullanan her Türkiye Cumhuriyeti  vatandaşı gibi, ortaya koyduğumuz somut iddialara  ve taleplere  cevap verme ve bizleri  TEKZıP ETME hakları vardır.
 
Hatta, bu platformda dile getirdiğimiz iddiaların haksız ve yersiz olduğu kanaatini taşıyorlarsa yargı yolları da açıktır.

Kendi adıma, bugüne kadar  yazdığım her kelimenin altına imzamı attım. Hiç kimsenin arkasından, takma isimlerle, gizli kapaklı, sinsice  iddialarda bulunmadım. Yazdığım her kelimenin arkasındayım ve ispata hazırım. Yazılarımı her kim çoğaltıp  paylaşıyorsa, buyursun bu yazımı da paylaşsın!

TDUB, kanunla kurulmuş  kamu kurumu niteliğindeki  bir meslek örgütüdür.  Bütün kamu kurumları gibi, TDUB yönetiminde de göreve alan ya da göreve talip olacak arkadaşlarımız her türlü kişisel çıkar ve ikballerinden feragat ederek, önce bütün toplumun sonra da hizmetlerine talip oldukları topluluğun  hak ve menfaatlerini  - kişisel olarak bundan zarar görseler dahi- ön planda tutmayı peşinen kabul etmişlerdir. 

Hiçbir kamu kurumu ya da meslek örgütü, kişisel menfaatlere alet edilemez ya da  baskı aracı olarak kullanılamaz!

Demokratik ülkelerde; hükümet, yargı ve silahlı kuvvetler  dahil bütün idari kurumların her türlü icraati  eleştirilebilir. Mutlaka eleştirilmelidir de.
Çünkü, “ Mutlak güç, mutlak yozlaşma demektir”

Değerli meslektaşlarım. Binlerce  mesajla; bu platformda  dile getirip eleştirdiğimiz sorunların yasal muhatabı ne SPK ne de BDDK’dır. 
06.12.2012 Tarih  6362 sayılı Sermaye Piyasası Kurulu Kanunu’nun  76. Maddesi  açık ve net olarak,  bu sorunlara çözüm bulma görevini kanunla TDUB yönetimine vermiştir. Bugünkü ya da istikbalde göreve  talip olacak hiç bir TDUB yönetimi bu görev ve sorumluluktan imtina edemez. 
ımtina eden, istifa eder!

Meslek ahlakıyla bağdaşmayan, haksız rekabete konu her türlü eylem ve işlemi önlemek TDUB yönetiminin asli görevidir.

Aynı kanunun 76. maddesinin 5. Fıkrasında da;

  “Konut finansmanı kapsamında yapılan değerlemelere ilişkin bilgilerin, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği tarafından belirlenecek usul ve esaslara göre Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğine iletilmesi zorunludur” hükmü yer almaktadır.

Hangi uzmanın,  bir günde kaç tane rapora imza attığı kayıt altına alınmadan; ne haksız rekabeti önlemek, ne meslek ahlakını tesis etmek ne de vatandaşların dolandırılmasının önüne geçmek mümkün değildir.

Saygılarımla,

A.Mesut Tatlıpınar

Gayrimenkul Değerleme Uzmanı



06.12.2012 Tarih  6362 sayılı Sermaye Piyasası Kurulu Kanunu’nun  76. Maddesi 
4. Fıkra

 Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği,

•   Gayrimenkul piyasasının ve gayrimenkul değerleme faaliyetlerinin gelişmesini sağlamak üzere araştırmalar yapmak,

•   Eğitim ve sertifika vermek,

•   Birlik üyelerinin dayanışma ve mesleğin gerektirdiği özen ve disiplin içinde çalışmalarına yönelik meslek kurallarını ve değerleme standartlarını oluşturmak,

•   Haksız rekabeti önlemek amacıyla gerekli tedbirleri almak,

•   Kendisine mevzuatla verilen veya Kurulca belirlenen konularda düzenlemeler yapmak, yürütmek, denetlemek,

•   Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Statüsünde öngörülen disiplin cezalarını vermek,

•   ılgili konularda üyeleri temsilen ilgili kuruluşlarla iş birliği yapmak,

•   Mesleki gelişmeleri, idari ve yasal düzenlemeleri izleyerek bu konuda üyeleri aydınlatmakla görevli ve yetkilidir.

5. Fıkra

Konut finansmanı kapsamında yapılan değerlemelere ilişkin bilgilerin, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği tarafından belirlenecek usul ve esaslara göre Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğine iletilmesi zorunludur.


maras46

  • YENİ ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • *
  • İleti: 212
Ynt: GÜNDEM DIşI BıR PAYLAşIM.
« Yanıtla #1 : Nisan 24, 2013, 02:18:22 ÖÖ »
Sayın Tatlıpınar,
Rahatsızlık konusunun içini pek açmamışsınız. Mutlak bu dumanın, bir ateşi vardır.

Eğer 2001 ekonomik krizi ve arkasından batan banka olayları yaşanmasa idi, Değerleme Uzmanlığı diye bir meslek belki de olmayacaktı. Bu meslek, oluşumunu batan bankalara borçlu.

SPK başta olmak üzere, değerleme mesleğinin oluşumu ile ilgili kim ne yaptı ise mutlaka iyi niyetle yapmıştır. Yeni bir mesleği, kurumsal bir yapıya oturtmak hiçte kolay değil. Üstelik yılda 86 milyar TL. konut kredi raporları söz konusu ise hiçte kolay olmasa gerek.

Neyin hayır-neyin şer olduğunu Allah bilir. Geçen yıl TDUB bir ücret tarifesi yayınladı. Bankalar buna uymadı. Galiba “sen ücret tarifesi belirleyemezsin” denildi. TBMM, SPK kanununda düzenleme yaptı. Bu sefer ücret tarifesi kanuna uygun çıktı. Yine bu kanundan güç alan SPK öyle bir tarife yayınladı ki, şu anda hazırlanan raporların belki de %90’ı sıkıntılıdır. Çünkü 9 Mart günü 28582 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan SPK Kurul Kararında “Bu kapsamda ödenecek ücret ve masraflar ile bunların ödenmesine ilişkin esaslar değerleme hizmeti veren Birlik üyesi ile hizmeti devralan Birlik üyesi arasında yapılacak yazılı sözleşmede önceden belirlenir.” Bu hüküme göre, 9 Marttan sonraki raporlardan kaçını bizzat birlik üyesi hazırladı? şu anda hizmet alan bir vatandaş itirazda bulunsa, idari mahkemeye gitse açacağı dava fazla uzun sürmez. ıyi de finansal sistem tıkanır. Bunu düzeltmek için tebliğ taslağı hazırlandı. Tebliğ taslağı aynen çıkar ise, yeni TTK’nun 54-57. Maddelerine direkt muhalefet gibi hükümler içeriyor. ışler iyice karıştı.

Geçen yıl TDUB’un ücret tarifesi kararı uygulanmış olsa, belki bu kadar sıkıntı yaşanmayacaktı. Sanki racon keser gibi, bazı bankalar yıl ortasında ücretlerini daha da aşağı çekmemişlermiydi? .

ılk imaj son imajdır. “Abi, abi, abi” diye diye olmaz bu işler. Dün bankada çalışan iki memurun, sokaktan aldığı iki emsal bilgisi ile rapor hazırlama dönemi çoktan geçti. şimdiki raporlarda, kolonların arası dahi ölçülüyor. Değerleme mesleğinin bankaların akli gözünde yeri neresi çok merak ediyorum. Onlara nasıl bir imaj verilmiş ki, 5 yıl sabit kalan ücreti yükseltmek için TBMM’den kanun çıkması gerekiyor.

Ekmek parası kazanmak için bugün, herşeye “he” deniliyorsa bu kimseyi yanıltmasın. Ama bu meslek dünyadaki yerini Türkiye’de de kazandığı zaman herşey çok farklı olacak. Hükümet yetkilileri ile yaptığım yazışmalar ve geri dönüşümler bana umut verdi.

Dünyanın gelişmiş ülkelerinde, en saygın mesleklerden sayılan değerleme uzmanlığı mesleğinin ülkemizde de hak ettiği yeri alması yönünde TDUB’a, BDDK’ya SPK’ya ve hükümetin ilgili bakanlarına, başbakana güveniyorum.  


Ahmet GÖÇER
« Son Düzenleme: Nisan 24, 2013, 02:53:39 ÖÖ Gönderen: maras46 »

A.Mesut TATLIPINAR

  • A.MESUT TATLIPINAR
  • GOLD ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 339
Ynt: GÜNDEM DIşI BıR PAYLAşIM.
« Yanıtla #2 : Nisan 24, 2013, 11:28:49 ÖÖ »
Üstadım,

ış hayatımın son 6 yılında, değerleme mesleği ile iştigal ederken öğrendiğim tek gerçek şu oldu: Türkiye'de , emlak danışmanlığından, yapı müteaahitliğine, tapu formatından,  taşınmaz değerlemesine, hatta imar kanunundan  belediyeler kanununa kadar  pek çok mevzuat günün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde tepeden tırnağa mutlaka değişmelidir. Ekonominin can damarı ve lokomotifi olan bir sektör; üç kağıtçıların, fetbazların, dolandırıcıların fütursuzca cirit  attıkları bir alan olmamalıdır.  Bu millet banker skandalı yaşamıştır, bankacılık skandalı yaşamıştır, borsa skandalı yaşamıştır. Emlak skandalı da yaşamak zorunda değildir. Pahalı reklamlar ve agresif satış yöntemleriyle kandırılan pek çok vatandaşımız  mağdrur durumdadır. Nerdeyse bütün projelerin 2. el fiyatları dramatik bir şekilde düşmüştür. Hükümet, daha fazla mağdruriyeti önlemek için acilen tedbir almalıdır.

3 yıl önce patlayan ESENYURT ıLÇESı ruhsat / emsal skandalı hala devam etmektedir. Maketten ya da ruhsatlı projelerden ev aldıklarına zanneden 100'000'den fazla  vatandaşımız  mağdur edilmiştir. Hala, bu bölgede bazı tanınmış inşaat şirketleri   proje onaylatmadan, yapı ruhsatı almadan, "lansman öncesi ön teklif alma" kılıfı arkasında,  maket üzerinden satış yapmaya devam etmektedirler. Bu ilçede, mer'i imar planına aykırı binlerce taşınmaza, değerleme şirketleri tarafından OLUMLU RAPOR  verilerek vatandaşlarımızın dolandırılmasına çanak tutulmuştur. Esenyurt rezaletinden sadece aç gözlü mütehhitler, kanuna aykırı yapı ruhsat düzenleyen belediye bürokratları ve yapı denetim firmaları sorumlu değildir. Bu projelere olumlu rapor vererek bankaların kredi vermesini sağlayan değerleme şirketleri de sorumludur.

Gündemdeki  Tüketici Kanunu ve ımar Kanunu tasarıları,  bir nebze olsun bu tür "namussuzlukların" önüne geçmek için sert müeeyyideler ön görmektedir.  Türkiye'de hala, emlak danışmanlığı meslek kanunu ve  müstakil bir konut kanununun çıkmaması tartışılması gereken bir diğer konudur.

Ama, bu düzenlemeler olmasa dahi; Türk Devleti, gayrimenkul piyasalarını düzenlemek, denetlemek, olası fiyat balonlarını, kredi yolsuzluğunu ve vatandaşların dolandırılmasına yönelik her türden istismarı önlemek için, gayrimenkul değerleme mesleğini ihdas ederek 10 yıldır hukuki düzenlemeler yapmaktadır. Bu alanda yapılan bütün hukuki düzenlemeler TDUB "web" sitesinin mevzuat bölümünde toplu olarak bulunmaktadır.

Bu düzenlemelerin en başında da; Lisanslı Değerleme şirketlerine " DEğERLEME YAPMA ıMTıYAZI" sağlamak olmuştur. Meslek mensubu olan bizlerin en önemli itirazı, bazı lisanslı değerleme şirket patronlarının, üç kuruş fazla paraya tamah ederek, bu imtiyazı istismar etmelerine, sahtekarlığın ve düzenbazlığın bizatihi odağı haline gelmiş olmalarınadır. şahsi kanaatime göre; rahatsızlığın asıl nedeni bu tespit ve iddiamızdır. 

Bugün itibariyle;  şirketlere tanınan ımtiyaz, ekspertiz simsarlığına dönüşmüştür. Düzenlenen raporların çok büyük kısmı mevzuata aykırı  olup, yetkisiz kişler tarafından düzenlenmiş ve düzenlenmektedir. şekil şartına uyulmamaktadır. Hukuken, yok hükmündedir.   Yok hükmündeki değerleme raporuyla  kredi veren bankalar da suç işlemektedirler.

Saygılarımla,

A.Mesut Tatlıpınar

creacer

  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 117
Ynt: GÜNDEM DIşI BıR PAYLAşIM.
« Yanıtla #3 : Nisan 24, 2013, 09:55:09 ÖS »
Gerçekleri yazıyoruz, sahada karşılaştığımız sıkıntıları dillendiriyoruz, bizim burada dillendirdiğimiz meseleleri bizat kendileride bilmekteler avcıyı görmemek için başlarını kuma gömmeleri kaçınılmaz sonun gelmesini engellemez. Adımı ve soyadımı paylaşmamakla birlikte yazdıklarımın arkasındayım ufak bir araştırma ile giriş ip lerimden tespit edebilirler :) doğruları haksızlikları dillendirdiğimiz için cezalandıracaklarsa 10 parmağın 10'u feda olsun şeriatın kestiği parmak acımaz...