Değerli Meslektaşlarım,
TDUB yönetiminin hazırladığı, SPK'nın onayı ile Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Asgari Ücret Tarifesi ahlaki ve hukuki açıdan tartışmalı bir karardır.
Bu karar, herşeyden evvel T.C anayasası 10. maddesinin son fıkrasında yer alan: "Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. " Hükümüne aykırıdır. TDUB yönetimi ve SPK açıkca anayasının 10. maddesini ihlal ederek suç işlemişlerdir.
Karar esaslarında açıkça belirtilmese de; hayatın olağan akışı, değerleme sektöründeki mutad iş yapma biçimi, BDDK ve SPK mevzuatları gözönüne alındığında; bahse konu kararın asli muhatabının elan TDUB üyesi olmayan Lisanslı şirketler olduğu apaçık anlaşılmaktadır.
Bu karar ile murat edilen gizli amaç; Fiyat Karteli oluşturma yolunu açarak, bankalardan iş alabilen bir kaç değerleme şirketine doğrudan menfaat temin etmek, sektöre yeni girmiş geç değerleme şirketlerinin eski şirketlerle rekabet etmesini önlemek, sahada çalışan bağımsız değerleme uzmanları %50 ücrete mahkum edilerek şirketler lehine haksız kazanç sağlamaktadır. Kamu kurumu niteliğinde bir meslek örgütü TDUB, aldığı hiç bir kararda üyeleri arasında ayrımcılık yapamaz.
Kararın 6. maddesi ise; başlıbaşına bir komedidir. "Birlik üyelerinin, değerleme hizmetini tümüyle başka bir Birlik üyesine devretmeleri ancak müşterileriyle yapacakları değerleme hizmeti sözleşmesinde buna izin veren bir hüküm bulunması şartıyla mümkündür. Bu halde, ekli tarifede belirlenen asgari ücretin en az %50’sinin hizmet alınan diğer Birlik üyesine ödenmesi şarttır. Bu kapsamda ödenecek ücret ve masraflar ile bunların ödenmesine ilişkin esaslar değerleme hizmeti veren Birlik üyesi ile hizmeti devralan Birlik üyesi arasında yapılacak yazılı sözleşmede önceden belirlenir."
ıbaresi yer almaktadır. Bu sabah, değerli meslektaşım Ahmet Göçer ile yaptığımız istişarede vardığımız ortak kanaat şudur:
Bu maddenin lafzına ve ruhuna göre; lisanslı şirketler, aldıkları işi ancak bir başka birlik üyesi lisanslı şahsa devredebilirler. Yani, lisansı olmayan şahıslarla ya da şirketlerle çözüm ortaklığı anlaşması yapamazlar. Bu maddeye göre; dünden itibaren, TDUB üyesi olmayan kişi ya da kurumlarlarla yapılmış bütün sözleşmeler re'sen geçersizdir.
Önü arkası düşünülmeden alelacele araya sıkıştırılmış her karar gibi, bu madde de; TDUB, "kollamak" istediği lisanslı şirketlerin ayağına kurşun sıkmıştır. Kelimenin tam anlamıyla; Dimyat'a pirince giderlerlerken evdeki bulgurdan olma tehlikesi doğmuştur.
Sahada çalışan TDUB üyesi bir değerleme uzmanı olarak ısrarla tekrar ediyorum: Tek hukuki ve adil çözüm; 2013 yılında, bütün TDUB üyeleri için geçerli olan, baz 200.-TL rapor ücretidir. Ticari şirketler bu rakamı esas alarak 3. şahıslarda diledikleri şartta ve fiyatta sözleşme yapabilirler.
Saygılarımla,
A.Mesut Tatlıpınar