Gönderen Konu: RAPORA ıMZAYI KıM ATMALI  (Okunma sayısı 4408 defa)

ekspermuhendis

  • YENİ ÜYE
  • STANDART
  • *
  • İleti: 49
RAPORA ıMZAYI KıM ATMALI
« : Ağustos 21, 2013, 09:52:15 ÖÖ »
Bir devlet bankası bir süredir, ekspertiz raporlarına rapporu hazırlayan kimsenin raporda imzasının olmasını istemiyormuş bunun yerine, raporu kontrol eden  ve sorumlu değerleme uzmanının imza atmasını istiyor, bunlarında raporu kontrol eden ve sorumlu değerleme uzmanı vasıflarının belirtilmeden  imzalamalarını istiyormuş bilgisi olan var mı? Mantığı nedir?

onur85

  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 208
Ynt: RAPORA ıMZAYI KıM ATMALI
« Yanıtla #1 : Ağustos 21, 2013, 10:52:05 ÖÖ »
Benim gördüğüm kadarıyla çoğu raporlarda 3 imza alanı var, "çoğu" diyorum çünkü imza konusunda bile standart yok:

1) Raporu düzenleyen (lisanslı veya lisanssız herhangi bir kişi)
2) Raporu kontrol eden (lisanslı uzman)
3) Raporu onaylayan (lisanslı sorumlu değerleme uzmanı)

1 nolu alan zaten balığın baştan kokmasına sebebiyet veriyor. Anladığım kadarıyla şimdi bununda üstünü örtmek ve batık kredilerin artmasını sorumlu kişilerin üstüne yıkmak için daha da büyük bir çalışma içinde bahsettiğiniz banka. Bu şekilde banka SPK/BDDK'ya hesap vereceği zaman kendini kurtarmak peşinde. Benim anladığım bu.

HALUK ÜNAL

  • YENİ ÜYE
  • STANDART
  • *
  • İleti: 31
Ynt: RAPORA ıMZAYI KıM ATMALI
« Yanıtla #2 : Ağustos 21, 2013, 12:23:57 ÖS »
Merhaba,

Bildiğim kadarıyla, SPK'nın Seri VII NO:53 sayılı tebliğinde, değerleme raporunun, asgari unsurları hükme bağlanmış ve bu unsurlar arasında "raporu hazırlayanların ad ve soyadları" ayrı bir madde halinde belirtilmiştir. Söz konusu Kamu Bankasının, asgari unsurlar dışına çıkılıp kendi insiyatifinde rapor formatı talep etmesi kanımca kabul edilemez. Görüşüme göre, "raporu düzenleyen" hanesi, raporun en önemli unsurlarından biridir. Kontrol gerçekleştiren kişiler ile ilgili zaten bu platformda dile getirilenler malumdur ve Sorumlu Uzman bu rapordan muhtemelen bi haberdir. Bu yaklaşımın nedeni ile ilgili tahminim ise raporun hukuki bir sürece konu edilmesi halinde mahkemenin, gerek maddi açıdan gerekse statü olarak göreceli düşük düzeydeki "rapor düzenleyen" ile oyalanmaması, diğer taraflara rücu mekanizmasını  tercih etmesi şeklindedir.       
Saygılarımla,
Haluk ÜNAL
Lisanslı Çözüm Ortağı

ankaraa

  • Ziyaretçi
Ynt: RAPORA ıMZAYI KıM ATMALI
« Yanıtla #3 : Ağustos 21, 2013, 02:06:43 ÖS »
Bu devlet bankasını ben de biliyorum. Bu bankanın yetkilileri, sistemin ne kadar sıkıntılı olduğunu, raporu düzenleyen birçok kişinin eğitimsiz, işten anlamayan, çoğu üniversite mezunu dahi olmayan yetersiz yahut yetkisiz kişiler olduklarını bildikleri için, değerleme şirketlerine, biz rapor düzenleyeni bilmeyiz sizi biliriz demiş oluyorlar.
Buna karşılık, değerleme şirketleri, her zamanki tutumlarıyla önemli bir müşteriyi kaybetmemek için kuralları hiçe sayıp, 3 nüsha hazırlanan raporlardan raporu hazırlayan kişinin imzasını içermeyen 2 nüshayı ilgili bankaya gönderip, ilerde başıma birşey gelirse raporu hazırlayana rücu ederim düşüncesiyle raporu hazırlayanın imzasını taşıyan bir nüshayıda kendi arşivine kaldırıyor.
Bu durumun hukuki olmadığı çok açık, hatta durumun kendisi hukuksuzluğun kanıtını oluşturuyor.
« Son Düzenleme: Ağustos 21, 2013, 02:11:01 ÖS Gönderen: ankaraa »

ÇÇR

  • STANDART
  • **
  • İleti: 31
Ynt: RAPORA ıMZAYI KıM ATMALI
« Yanıtla #4 : Ağustos 27, 2013, 02:32:34 ÖS »
Arkadaşlar , değerleme  sistemin  tabanı dizayn şekli yanlış;
Bu kargaşa içerisinde bir banka ,bir A.ş, lisanslı çözüm ortağı ve lisansız çözüm ortağı işine geldiği gibi şöyle,böyle davranır.
Bunları denetleyen bir kuruluş varmı. YOK !!!!!!!!!!
TDUB ve SPK  yok galiba.
Çomağın sivri ucu A.ş'lere ve lisanslı çözüm ortaklarına yönelmiş.
Bağımsız değerleme büroları kurulmadığı sürece düzelmez.Gelişmiş ülkelerde  temel felsefe bu.
Bankalar ,GD A.ş.lerin müşterisi bile değil.Müşteri vatandaştır.Sistemin yanlışlığından nemalanmaktadır.
Rapora kim imza atmalı ? Tabiki raporu hazırlayan ve lisanslı sorumlu değerleme uzmanı.
Hazırlayanın imzası ile ilgili bir kitap yazılabilir.Ucu açık banka bunları gördüğü ,bildiği için öyle bir tavır koymuş olabilir.
ınsafsız ,parayı seven bir çözüm ortağına denk geldiğinde sana kargayı hindi diye yutturur.
Daha bir ay kadar önce ismini bilmediğim biryle raslantı sonucu anlattıkları karşısında dona kaldım.Bir mühendisin yanında lise mezunu yardımcı eleman olarak çalıştığını,büro giderlerini ve ücretini değerleme raporundan karşıladığını,raporun her şeyini kendisinin (imza dahil) yaptığını ifade etmesi üzerine
, içimden vay be dedim boşuna dirsek çürütüp lisans almışız dedim.
 Banka haklı galiba ,suçlu kim ?


Kalleron

  • YENİ ÜYE
  • STANDART
  • *
  • İleti: 23
Ynt: RAPORA ıMZAYI KıM ATMALI
« Yanıtla #5 : Ağustos 28, 2013, 10:24:42 ÖÖ »
Arkadaşlar;
Rapora imzayı kim atmalı tartışmasından önce yapılacak çok şey var. Bunlardan en önemlisi suçlu aramaktan veya yakalamaktansa "suça giden sebepleri ortadan kaldırmak lazım" yani Tapu ve Belediyelerde incelemeyi sadece  lisanslı uzmanlar yapabilmeli tapu ve belediyeler lisanslı uzmanların haricinde kimseye bilgi belge vs. göstermemeli, yönetmelikleri ve kanunları uygulamalı.Her önüne gelen eksperim deyip bilgi alamamalı

Arkadaşlar şunu hiç bir zaman unutmayın ki ayrıca bu tespit bana aittir Bizim ülkemizde insanların bir kurala uymasını istiyorsanız bunu yönetmelikle kanunla vs yapamazsınız ancak ve ancak kurala uymayı teknik olarak zorunlu hale getirirseniz o zaman uyarlar, mesela girilmez veya tek yön levhası olan bir sokağa herkes aracıyla giriyor ülkemizde, ama sokağın başına kapan koyarsanız yani teknik olarak imkansız hale getirirseniz o zaman kimse giremiyor olayın özeti bu Yani tapu ve belediyeler lisanslılar haricinde göstermeyecek yetkisiz, yeteneksiz  kimselerin bilgi alması teknik olarak imkansız hale gelirse o zaman imza tartışması dahil bir çok aksaklık ve çarpıklık giderilmiş olur.

Saygılarımla

onur85

  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 208
Ynt: RAPORA ıMZAYI KıM ATMALI
« Yanıtla #6 : Ağustos 28, 2013, 11:52:31 ÖÖ »
Arkadaşlar;
Rapora imzayı kim atmalı tartışmasından önce yapılacak çok şey var. Bunlardan en önemlisi suçlu aramaktan veya yakalamaktansa "suça giden sebepleri ortadan kaldırmak lazım" yani Tapu ve Belediyelerde incelemeyi sadece  lisanslı uzmanlar yapabilmeli tapu ve belediyeler lisanslı uzmanların haricinde kimseye bilgi belge vs. göstermemeli, yönetmelikleri ve kanunları uygulamalı.Her önüne gelen eksperim deyip bilgi alamamalı

Arkadaşlar şunu hiç bir zaman unutmayın ki ayrıca bu tespit bana aittir Bizim ülkemizde insanların bir kurala uymasını istiyorsanız bunu yönetmelikle kanunla vs yapamazsınız ancak ve ancak kurala uymayı teknik olarak zorunlu hale getirirseniz o zaman uyarlar, mesela girilmez veya tek yön levhası olan bir sokağa herkes aracıyla giriyor ülkemizde, ama sokağın başına kapan koyarsanız yani teknik olarak imkansız hale getirirseniz o zaman kimse giremiyor olayın özeti bu Yani tapu ve belediyeler lisanslılar haricinde göstermeyecek yetkisiz, yeteneksiz  kimselerin bilgi alması teknik olarak imkansız hale gelirse o zaman imza tartışması dahil bir çok aksaklık ve çarpıklık giderilmiş olur.

Saygılarımla

Merhaba,
Verdiğiniz örnek çok ama çok doğru ve pratikte bu durumun önlenmesinin yasa ile gerçekleşmesi pek mümkün görünmüyor, zira zaten ortada yaptırım uygulayan bir yasa veya devlet yetkili kurumu veya birlikte malesef YOK.

Bir gözlemimi aktarayım. Bu hafta içinde sadece 2 kez tapu ve belediyelere gittim. Malum faizler yükselince işler yavaşladı. Herneyse gördüğüm manzara karşısında hiç şaşırmadım ama 'el insaf' demekten kurtulamadım. Tapu ve belediyede gördüğüm gençlerin yüzde 95'i kendilerini ve namına çalıştıkları firmaları bildiğim kişiler olup tamamen lisanssız ve yaş ortalaması 18 civarında olan şahıslardan oluşmakta. Birçoğu lise mezunu veya önlisans mezunu. Sektöre bugün girip, yarın dosya inceleyebilecek kadar cesur işverenlerin namına çalışan kişiler. Hatta bir kısmı bildiğin çözüm ortağı. Devlet eliyle yapılan hukuksuzluğun ve haksızlığın birer oyuncuları desek yanlış olmaz. şıRKETLEşME sisteminin kurbanları ise tabiki alın teri döken lisanslı uzmanlar. Üstelik bu bahsettiğim korsan kişilerin taşınmazı görüp rapor hazırladığını kendileri laf arasında itiraf ediyorlar. Bu arada şunuda belirteyim, forumda yer alan meslek grubu içerikli mesajlar tamamen bu tarz kişilerin ortaya attığı 'gündem saptırma' amaçlı dile getirilen provakatif savunma yöntemidir. Asıl ayrım hak, hukuk ekseninde yer alan lisans kriteri ile yapılmalıdır.

Sızlanmanın çözüm getirmeyeceği açık. Çözüm üretilmelidir. Tdub yapısı gereği çözüme ilişkin taleplerimizi ilgili makamlara iletmeye yanaşmamaktadır. şirketleşme bu alana tezahür ettiğinden beri sektörde rezalet üstüne rezalet yaşanmaktadır. Oysaki bankalar lisanslı uzmanlarla direkt sözleşme yapabilse bu suistimal doğal olarak ortadan kalkacak veya oldukça azalacak. Tapu ve belediyelerde kayıtları şirket adına değil başvuruya yapan lisanslı birey adına almalı. Bireysel olarak ya da bir dernek çatısı altında kendi birliğimizin savunmadığı haklarımızı bizler savunmalıyız diye düşünüyorum arkadaşlar.

Sevgi ve saygılarımla.
« Son Düzenleme: Ağustos 28, 2013, 12:02:16 ÖS Gönderen: onur85 »

creacer

  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 117
Ynt: RAPORA ıMZAYI KıM ATMALI
« Yanıtla #7 : Ağustos 28, 2013, 01:37:58 ÖS »
Yürürlükteki Kanunlar ve Yönetmelikler çerçevesinde Değerleme Raporlarının; Gayrimenkul Değerleme Uzmanları, Konut Değerleme Uzmanları ve Uzman Yardımcıları(en az 4 yıllık fakülte mezunu ve değerleme şirketinde yada Çözüm Ortağı Gayrimenkul Değerleme Uzmanının yanında sigortalı çalışanlar)tarafından hazırlandığı varsayılarak en azından yukardaki pozisyonlara uygunluk kontrol edilmelidir.
Bu denetimin sağlanması için gereğinin yapılması TDUB'nin işidir. TDUB'nin de yapısı gereği bu sorunların üstüne gitmek bu meseleleri çözmek gibi bir kaygısı yoktur (ucuz işgücü ve emek hırsızlığı işlerine gelmektedir) olamaz.
« Son Düzenleme: Ağustos 28, 2013, 01:46:33 ÖS Gönderen: creacer »

acar

  • STANDART
  • GOLD ÜYE
  • **
  • İleti: 131
Ynt: RAPORA ıMZAYI KıM ATMALI
« Yanıtla #8 : Ağustos 28, 2013, 02:54:27 ÖS »
Bankadan işi lisanslı uzmanlar direk sözleşme imzalayarak alıp yaptığında, şirketler devre dışı bırakıldığında, lisanslı uzmanların işi kendileri yapmak yerine, yanına alacağı vasıfsız elemanlara yaptırıp imza atmalarına mani bir sistem olması gerekmez mi. Bu konuda fikri olan var mı? Lisanslı uzman olup yanında 15 tane lise veya önlisans mezunu elemanı olan ve aylık 600 iş yapan, hiçbir riski, sorumluluğu olmayan, kontrol operasyon vs hiçbir birimi olmayan, bu şekilde ciddi paralar kazanan çözüm ortaklarının olduğu bir sektörde yer alıyoruz. Bu duruma çözüm bulmadan işi lisanslı eksperler direk bankadan alarak yapsın demek, sadece kendi pencerenden duruma bakmak anlamına gelir bence.

onur85

  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 208
Ynt: RAPORA ıMZAYI KıM ATMALI
« Yanıtla #9 : Ağustos 28, 2013, 04:42:11 ÖS »
Bankadan işi lisanslı uzmanlar direk sözleşme imzalayarak alıp yaptığında, şirketler devre dışı bırakıldığında, lisanslı uzmanların işi kendileri yapmak yerine, yanına alacağı vasıfsız elemanlara yaptırıp imza atmalarına mani bir sistem olması gerekmez mi. Bu konuda fikri olan var mı? Lisanslı uzman olup yanında 15 tane lise veya önlisans mezunu elemanı olan ve aylık 600 iş yapan, hiçbir riski, sorumluluğu olmayan, kontrol operasyon vs hiçbir birimi olmayan, bu şekilde ciddi paralar kazanan çözüm ortaklarının olduğu bir sektörde yer alıyoruz. Bu duruma çözüm bulmadan işi lisanslı eksperler direk bankadan alarak yapsın demek, sadece kendi pencerenden duruma bakmak anlamına gelir bence.

Velevki gün geldi; banka ile direkt sözleşme imzalamaya yetkili lisanslı uzmanlar sahaya çıktılar. Bahsettiğiniz gibi, daha doğrusu çoğu değerleme şirketlerinin bugün yaptığı gibi, lisanslı uzmanında yanında çalıştırdığı yetkisiz kişilerin sahaya ve kamu kurumlarına gönderilmesine aynı şekilde, tıpkı bugünkü gibi %100 karşıyım. Sizde çok iyi biliyorsunuzki burada amaç şu an olduğu gibi ne şirketlerin önünü kesmek ne de pastanın tamamına oturmak. Tabi şu an sektör anılan kurum ve bazı şirket ortaklarınca çıkarları doğrultusunda 'terörize' edilmiş olduğundan bu görüşüme (ve benim gibi düşünen diğer arkadaşlarıma) ne kadar inanırsınız bilemem. Lakin şurası bir gerçektir ki; asıl amaç adil ve akla uygun, bizden 50 yıl ilerideki ülkelerin bugün uyguladığı düzeni yakalamaktır.

A.Mesut TATLIPINAR

  • A.MESUT TATLIPINAR
  • GOLD ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 339
Ynt: RAPORA ıMZAYI KıM ATMALI
« Yanıtla #10 : Ağustos 28, 2013, 09:29:50 ÖS »
Aşağıdaki yazım,  04.03.2008 tarihinde Milliyet Blog'daki sayfamda yayınlanmıştı.  Aradan 5,5 sene geçmiş... 

Bir toplum; bilimden, sanattan, felsefeden, adaletten, hukuktan uzaklaşıp, sahtekarlığı, düzenbazlığı, haramiliği, iki yüzlülüğü hayatın olmazsa olmazları arasına koyarsa; o toplumun çocukları, bunun bedelini  çok ağır bir şekilde öderler.



"KAÇ PARAYIZ BıZ ?

Gün uğursuzun günü.

Kandırmaca, döndürmece, ütmece, yutturmaca, hile, entrika, fitne, fesat. Bütün bunlar, neredeyse gündelik hayatın olmazsa olmazları.

ınsaf, hak, hukuk, adalet ve adabı muaşeret. Sanki, geçmiş zamanlarda kalmış güzel hatıralar gibi.

Çok değil, 80’lerin başında bile; böyle değildi bu toplum. Haytası, fetbazı, gavatı, dilbazı, dolandırıcısı, kaldırımcısı o zaman da vardı elbet. Ama, egemenlik kayıtsız ve şartsız masumiyetindi.

Koskoca kurumlar.
Koskoca şirketler.
Koskoca bankalar.
Koskoca gazeteler.
Koskoca insanlar.
Kendi halinde bakkallar. Gariban tüccar. Bu denli ilkesiz, bu denli arsız, bu denli yüzsüz değildi. Utanırdık, arlanırdık. Yanlış bir şey yaptığımız zaman yüzümüz kızarırdı.

Sahi, ne oldu bize ?

Her taşın altında bir şer ittifakı. Her kapının arkasında bir kirli şebeke. Her ihalede bir fesat çetesi. Üç kağıtçılar, dört kağıtçılar, beş kağıtçılar. Emperyalist saldırılardan, kıyıdaki köşedeki itten, çakaldan, serseriden bahsetmiyorum. Onlar, dün de vardı. Yarın da olacaklar.

Bahsettiğim: ıpek kravatlı , “haute couture” döpiyesli, altın saatli, marka ayakkabılı, tek taş yüzüklü, medyatik suratlı, sahte gülücüklü kelli-felli makbul insanlar.

Göz diktikleri; çoluk çocuğun, dulun yetimin cebindeki üç beş kuruş para. Üç kuruş da olsa üç milyon da fark etmiyor . Palavranın bini bir para. Aç kurtlar gibi saldırıyorlar. Menfaatin adı ciro. Tezgahın adı satış. Maksadın adı kar maksimizasyonu. Üstelik her şeyi, sırf bizi düşündükleri için yapıyorlar (!)

Rüşvet, irtikap, ihtilas ve iltimas da bir başka memleket manzarası.

Yer gök promosyon. Dakka başı mesaj. Özendirme, kıskandırma, kışkırtma, can çektirme, ezme, hor görme, aşağılama… Zaaflarımız, kişiliğimiz delik deşik. 12 +3 taksit, 15 +5 taksit. Sanki , pırlanta yüzük alamayan şerefsiz.(!) Plastik kartlar, tefeci bankaları. Elini ver kolun gitsin.

Dedim ya. Kumpas, entrika, alavere-dalavere, göz boyama, akıl çelme, ağız kalabalığı, laf ebeliği, al takke ver külah. Rakamlar, istatistikler, test edilip, üniversitelerce de onaylanması cabası.

Devlet denetimi, hukuk sistemi, tüketici mahkemesi, Reklam Denetleme Kurulu, Rekabet Kurulu, RTÜK, TCK, BDDK, SPK… Yani kurulu, kurulu, kurulu…

Kulağa ne kadar da hoş geliyor. Ama hepsi nafile, hepsi kağıt üzerinde. Yapılan tırtıklama azar azar, ufak ufak. Miktar az olunca, hiçbir kurulun menziline girmiyor. Minareler kılıfın içinde. Her şey kitabına uygun görünüyor. Kadıyı kadıya şikayet edecek halimiz de yok.

Zaten bu sistem; cehaletimiz, zaaflarımız ve korkularımız üzerine kurulmuş. Sistemin öteki adı DÜZEN. Ne kadar da münasip.

Sadece internet değil, hayatın tümü sanallaşmış. ıçimiz dışımız kandırmaca. Her şey yalan üstüne kurulu. Etraf, envai çeşit tuzaklarla dolu. Aldığımız her nefesi, attığımız her adımı birileri kar yazıyor.

Hırsızlık meziyet olmuş.

Nerdesin ey hukuk!
Nerdesin ey ahlak!
Nerdesin ey vicdan!
Nerdesin ey din!
Nerdesin ey insanlık!

Kaç parayız biz ?"

A.Mesut Tatlıpınar

ekspermuhendis

  • YENİ ÜYE
  • STANDART
  • *
  • İleti: 49
Ynt: RAPORA ıMZAYI KıM ATMALI
« Yanıtla #11 : Eylül 06, 2013, 02:54:07 ÖS »
Sayın Acar, Buradaki ilk mesele bence lisanslı uzmanların bankadan direk iş almasından öte, bazı çözüm ortaklarının veya bazı şirketlerin kadrolu personellerinin taşınmazın yerine gitmeden yetkisiz kişler tarafından raporun düzenlenip yetkili kişiler tarafından imzalanması olayının çözümlenmesidir. Bunun önünede daha önce söylendiği gibi bazı şirketler eksperin binanın önünde fotoğrafını istemesi şeklinde değil, müşteri tarafından eksperin kimliğinin kontrolü, imzasının alınması vb. gibi radikal çözümler getirilebilir, resmi kurumlarda ise değerleme uzmanlığı kimliği olanların inceleme yapmasına izin verildiği zaman bu tip meslek etiğine uymayan ve mesleğin prestijini, birçok değerini olumsuz etkileyen davranışların önünün kesilmesi için adım atılmış olur.
Ama adım atmak için başta yetkili kurumların istekli olması lazım, şirketlerin istekli olması lazm, herkesin imzasına sahip çıkması lazım,  yoksa bazı bankalar için raporu kimin düzenlediği değil raporda sorumluluğu alan şirketin kadrolu  SPK lisanslı değerleme uzmanının imzası var mı yok mu meselesi önem arz etmeye devam edecektir. 

Bankadan işi lisanslı uzmanlar direk sözleşme imzalayarak alıp yaptığında, şirketler devre dışı bırakıldığında, lisanslı uzmanların işi kendileri yapmak yerine, yanına alacağı vasıfsız elemanlara yaptırıp imza atmalarına mani bir sistem olması gerekmez mi. Bu konuda fikri olan var mı? Lisanslı uzman olup yanında 15 tane lise veya önlisans mezunu elemanı olan ve aylık 600 iş yapan, hiçbir riski, sorumluluğu olmayan, kontrol operasyon vs hiçbir birimi olmayan, bu şekilde ciddi paralar kazanan çözüm ortaklarının olduğu bir sektörde yer alıyoruz. Bu duruma çözüm bulmadan işi lisanslı eksperler direk bankadan alarak yapsın demek, sadece kendi pencerenden duruma bakmak anlamına gelir bence.