Sayın Ahmet Göçer (maras46) hocamın değerli tespit ve önerisinin büyük kısmına katılıyor ve teşekkür ediyorum. Bununla birlikte 'sakınca' teşkil eden bir kısmı irdelemek ve endişelerimi arz etmek isterim. Ahmet Bey'in model önerisinde yer alan ifadeye göre:
Bu işin tek çözümü, Çevre ve şehircilik Bakanlığı bünyesine Taşınmaz Değerleme Genel Müdürlüğü kurulmasıdır. Değerleme uzmanlarına noterlik müessesesi gibi bir şekil şartı getirilmelidir. Noterler nasıl çalışıyor ise, bizler de aynı şekilde görevimizi yaparız. Sayımız yeterli mi değil mi, o zaman belli olur. Hakkari’den Edirne’ye uzmanların nasıl şehir kapıştığını, müşahede ederiz.
Öneri ilk başta adil ve doğru gibi görünüyor ama yine suistimale açık endişe veren birkaç husus var. LıHKAB'ların durumunu hatırlayın. ılk LıHKAB sınavını başarıyla vermiş, düzenini kurmuş, ekibini belirleyip bismillah deyip faaliyete başlayan harita mühendisleri arkadaşların birçoğunun düzeni düzmece bir itiraz sonucu tekrar sınava sokulmaları ve yeniden bölge, şehir dağıtımına tabi tutulmaları suretiyle yerle bir edildi. Dönemin ÇS Bakanı E. Bayraktar, TKGM ve odalar bu konuda çok eleştirildi. Zaten sınavı vermiş ve faaliyette bulunan harita müdendisi LıHKAB sahiplerinin birçoğu, yeni sınav, yeni dağıtım ve sektör revizyonu ayağına bürolarından oldular. Aynı şekilde, zaten seneler önce sınavı kazanmış ama devlet tarafından alenen kandırılmış ve haksızlığa maruz bırakılmış Değerleme Uzmanları, Taşınmaz Değerleme Genel Müdürlüğü gibi bir şaibe dolu devlet biriminin yine şaibe dolu dağıtım sistemine tabi olmaları, hattâ ve hattâ tekrar sınava tabi tutulma ihtimalleri sonucu, olası bir tekrar sınav aksiliğinde eski kazanılmış haklarını dahi kaybetme riskini taşıyor olmaları söz konusudur.
ılaveten, zaten senelerdir korsan değerlemeye göz yuman devletin, en merkeziyetçi anlayışı dikte ettiği bu dönemde, kendisine yakın kişilere şehir ve bölge dağıtımında imtiyaz tanıma olasılığı yüzde 90'dır.
Kısacası, adil ve sistematik, somut bir değerleme mekanizmasının bir nevi devlet atamasına bırakılması bence faciadır. Bunun yerine kanımca en mantıklı olan;
Kronolojik olarak, şehrin değerleme uzmanı ihtiyacına göre belirlenen kontenjan dahilinde, lisansı belgesini en önce almış kimler varsa bu arkadaşların sırasıyla geçmişten bugüne kadar ilgili statüye sokulmasıdır. Çünkü, zaten yıllar önce lisans almış uzman, yıllar boyu mağdur kalmış olup, hizmet vermeye talip olduğu şehir ve bölgenin uzmanları arasında kontenjan hakkına sahip öncelikli kişidir. Bu adilane öncelikendirme ve uzmana şehir tahsis algoritmasının 2014'ün Türkiye'sinde direkt devlet eliyle sağlıklı yapılmasına ihtimal vermiyorum.
Daha alternatif yöntemlerde üretilebilir.