Gönderen Konu: TASLAK TEBLığı ıLE ıLGıLı OLARAK TDUB'A ıLETıLEN GÖRÜşÜMÜZDÜR.  (Okunma sayısı 4232 defa)

A.Mesut TATLIPINAR

  • A.MESUT TATLIPINAR
  • GOLD ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 339
SERMAYE  PiYASASINDA  DEğERLEME FAALıYETıNDE BULUNACAK DEğERLEME KURULUşLARINA VE DEğERLEME FAALıYETıNE ıLışKıN ESASLAR TEBLığı
 

GÖRÜş BıLDıRıLEN MADDE:

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı sermaye piyasasında değerleme faaliyetine, bu faaliyette bulunmak üzere Kurulca yetkilendirilecek değerleme kuruluşlarına ve değerleme faaliyetini yürüten çalışanlara ilişkin esasları belirlemektir.
(2) Sermaye piyasası mevzuatı kapsamına girmeyen değerleme çalışmaları, bu Tebliğin kapsamı dışındadır.

GÖRÜş:

Küresel ekonomide önemli bir aktör olma iddiası taşıyan ülkemizin; iktisadi hayatımızda çok önemli bir yer tutan taşınmaz  değerleme sektörünün de; bir an evvel,  bu iddiayı destekleyecek  nitelikte çağdaş normlara kavuşması gereklidir.
 
Bu hususta; bugüne kadar  cesur adımlar atan Türk Sermaye Piyasası Kurulu’nun öncü rolünü ve özverili gayretlerini  takdirle karşılayan ve destekleyen bir meslek mensubuyum.
 
Sektörde yer alan, özel ve tüzel  tüm unsurların disiplin altına alınması açısından, işbu tebliğ muhteviyatı maddelerin, Türk değerleme mevzuatına  kazandırılmasının  ciddi bir adım olacağını düşünmekteyim.

Ancak, bugün itibariyle; taslak tebliğin 1. Maddesinin 2. Fıkrasında yer alan “Sermaye piyasası mevzuatı kapsamına girmeyen değerleme çalışmaları, bu Tebliğin kapsamı dışındadır.”  ıbaresinin de, hiç bir yoruma mahal vermeyecek şekilde izah edilmesi gerektiğini; bu tebliğin nihai amacına ulaşması açısında önemli olduğu kanaatini taşımaktayım.

şöyle ki; 

6352 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun  57. Maddesinde  yer alan ve  5582 sayılı Konut finansmanı sistemine ilişkin çeşitli kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanun hükümlerine göre  teminat altına alınacak  taşınmazların değerleme işlemlerinde de   geçerli olup olmadığı açık ve net olarak belirtilmelidir.


GEREKÇE:

Her ne kadar, bu  hususla ilgili olarak; BDDK'nın 1 Kasım 2006 tarih 26333 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan "BANKALARA DEğERLEME HıZMETı VERECEK KURULUşLARIN YETKıLENDıRıLMESı VE FAALıYETLERı HAKKINDA YÖNETMELığıN, 4. MADDE 2. FIKRASINDA  UDES’ıN (Uluslararası Değerleme Standartları)  esas alınacağı belirtilmiş ise de; bahse konu yönetmeliğin bu hükmü  ve SPK’nın ilgili tebliğ ve kararları , bugüne kadar neredeyse hiç  uygulanmamış ve sürekli istismar edilmiştir.
 
Sahada ve resmi dairlerde, çok sayıda  niteliksiz ve yaşı küçük şahısların“ SPK lisanslı Değerleme Uzmanı” kisvesi altında iş takip ettikleri,  konut ya da ticari kredi talebinde bulunan vatandaşlarla muhatap oldukları bir vakıadır.

Bu istismarın ve haksız rekabetin  önlenmesi altı nedenle önemlidir:

1) Hem lisanslı şirketler hem de lisanslı değerleme uzmanları açısından haksız rekabet oluşmaktadır.
2) SPK imajı, vatandaş nezdinde sürekli itibar kaybetmektedir.
3) Kredi talebinde bulunan Türk vatandaşları,  yetkisiz ve niteliksiz kişilerle muhatap oldukları halde, raporda SPK lisanslı bir başka kişinin adı yer aldığı için açıkça dolandırılmaktadır.
4) Bu türden istismarlar; esasında bir hakem ve  itimat müessesi olan değerleme mesleğini gün be gün itibarsızlaştırmaktadır.
5) Tüm bunların sonucu olarak da; değerleme sektörü kirli bir rant alanına dönüşmekte, yetkin ve nitelikli değerleme uzmanları  sektörü bırakmakta, değerleme uzmanlığı mesleği saygın ve cazip bir meslek olmaktan gitgide uzaklaşmaktadır.
6) SPK’nın  2001 yılından bugüne kadar harcadığı yoğun mesai ve iyi niyetli çabalar heba olmaktadır.

SONUÇ VE TALEP: 

Bu taslak tebliğin, 6362  sayılı SPK kanunun 57. Maddesine konu olan her türlü taşınmaz değerlemesini kapsadığını, hiç bir yoruma mahal vermeyecek şekilde açıkça belirtilmesini  arz ve talep ederim.

Saygılarımla,

ıstanbul, 17.03.2013

A.Mesut Tatlıpınar
Değerleme Uzmanı

onur85

  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 208
Mesut Bey,
TDUB yerine direkt "degerlemetebligi@spk.gov.tr" adresine göndermemiz gerekmiyor mu?

http://www.spk.gov.tr/duyurugoster.aspx?aid=20130308&subid=1&ct=c

ılgili tebliğ taslağına ilişkin endişe ve görüşlerimi metin haline getirip ilgili linkte belirtildiği gibi 22.03.2013 tarihine kadar gönderip görevimi yerine getireceğim.

Saygılarımla.

A.Mesut TATLIPINAR

  • A.MESUT TATLIPINAR
  • GOLD ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 339
Sevgili Onur,

Teamüller ve diplomatik nezaket gereği; görüşlerimizin  öncelikle TDUB'a iletilmesinin daha doğru olacağı kanaatindeyim. :=)
Elbette, doğrudan SPK'ya iletimesinde de herhangi bir beis yoktur.
Önemli olan; " feedback" sürecinin sağlıklı işleyebilmesi için,  hem lisanslı şirketlerin hem de değerleme uzmanlarının, mümkün olduğunca çok sayıda lehte veya aleyhte görüş bildirmeleridir.

Saygılarımla,

A.Mesut Tatlıpınar


maras46

  • YENİ ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • *
  • İleti: 212
Arkadaşlar

Söz konusu tebliğ mesleğimizin geleceğini şekillendirecek olan en önemli gelişmedir. Tebliğ hakkında kim hangi fikri ortaya atıyor ise, şimdi zamanı. Sonra geçmiş olsun demenin bir anlamı olmaz.

Tebliğ taslağınının satır araları yoruma açık. Tebliğ taslağında geçen uzman yardımcılığı konusunu iyi düşünmek gerekir. Zaten bu şekilde geçmesi zor. Kanunen imkansız gibi. Ama sonra idari mahkeme filan uğraşmaktan ise, bugünden değişiklik teklifini ve çözüm önerisini sunmakta fayda var.

Bugün TDUB Başkanlığına gönderdiğim yazıyı sizlerler de paylaşıyorum. Özellikle çözüm önerisi kısmında zengin fikirler ortaya atılmalı. Bu konuda herkesi destek olmaya davet ediyorum.


TÜRKıYE DEğERLEME UZMANLARI BıRLığı’NE

 “Sermaye Piyasasında Değerleme Faaliyetinde Bulunacak Değerleme Kuruluşlarına Ve Değerleme Faaliyetine ılişkin Esaslar Tebliği Taslağı ile ilgili görüş ve önerilerimi sizlere iletiyorum.
 
Öncelikle “Değerleme Uzmanlığı Mesleği” ile ilgili yapılacak düzenlemelerin hayırlı olmasını diliyorum. Mesleğimiz, ülkemizin finansal sigortasıdır. Bu meslek ne kadar sağlıklı işler ise, finansal yapı da o kadar sağlam olur kanaatindeyim.


A)   HUKUKı ÇELışKıLER


1-   Söz konusu tebliğ taslağında geçen 11/1, 14/1 ve 25/2 maddeleri, tebliğ taslağına dayanak olan 6362 sayılı yasanın 62/2 maddesi ile çelişmektedir. 6362 62/2: “Kurul, bu Kanun hükümlerine tabi kuruluşların bilgi sistemleri denetimi, derecelendirme ve değerleme faaliyetlerinin güvenli ve bağımsız şekilde yürütülmesi ve bunu teminen kalite güvence sistemlerinin oluşturulması ile kamu yararını da gözetmek suretiyle uluslararası standartlara uyumunun sağlanması amacıyla düzenleme, gözetim ve denetim yapar.”Söz konusu tebliğ taslağının 11/1, 14/1 ve 25/2 maddeleri; 6362 sayılı kanunun 62/2 ve 2499 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (o), (r) ve (t) bentleri ile 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (g) bendine dayanılarak hazırlanan 01.05.2006 tarihinde yürürlüğe giren Sermaye Piyasasında Uluslararası Değerleme Standartları Hakkında Tebliğ’de mülk değeri takdiri gerektiren işlemlerin, özel uzmanlığa, yeterli niteliklere ve deneyime sahip uzmanlarca yapılması  gerektiği açıkça belirtilmiştir. Söz konusu tebliğ taslağında, yeterli deneyime ve uzmanlık alanı ile ilgili hiçbir belgeye sahip olmayan, ancak lisanslama sınavına başvurmuş bir kişinin değerleme raporu hazırlaması, 6302 ve 2499 sayılı yasaya açıkça muhalefet etmiş sayılır. AB sürecinde böyle bir yönetmelik çıkartmak, son derece düşündürücüdür. Ehliyet imtihanına giren bir kişiye, araç kullanma yetkisi vermekle aynı anlamı taşıyan, yönetmelik taslağındaki “değerleme uzman yardımcılığı” ibaresi değiştirilmelidir.

2-   21.03.2012 tarihinde, 28240 sayılı Resmi Gazetede Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Değerlendirme ve Disiplin Yönetmeliği yayınlanmıştır. Bu yönetmelik çerçevesinde görevini ihmal eden veya kötüye kullananların lisans iptaline kadar cezalar açıklanmıştır. Söz konusu tebliğ taslağındaki hükme göre, rapor hazırlama yetkisi verilen lisansı olmayan kişi eğer bir kusur-ihmal veya kasıt göster ise, TDUB’un disiplin yönetmeliği kapsamının dışında kalacaktır. Fakat lisanslı bir uzman rapor hazırlar iken kusur-ihmal veya kasıt gösterir ise Resmi Gazetede yayınlanan Değerleme ve Disiplin Yönetmeliği hükümlerine göre, lisans iptaline kadar cezai müeyyideler ile karşılaşacaktır. Söz konusu tebliğ taslağı açık bir şekilde çifte standart getirmektedir. Disiplin yönetmeliğine tabii bir uzmanın rapor hazırlarken göstereceği ihtimam ile, disiplin yönetmeliği kapsamı dışındaki bir kişinin rapor hazırlar iken göstereceği ihtimam bir olmayabilir. 


3-   Tebliğ taslağında, uzman yardımcılığı sıfatı adı altında lisansı bulunmayanlara rapor hazırlama yetkisinin verilmesi halinde, 6102 sayılı yeni T.T.K.’nun haksız rekabet bölümündeki 54-55-56 ve 57. Maddelerinde geçen hükümlerden dolayı ciddi hukuki sorunlar ortaya çıkacaktır. Tebliğ taslağında rapor hazırlama yetkisi verilen uzman yardımcıları ile değerleme uzmanları arasında haksız rekabet konusu gündeme gelecektir.




B)   TEBLığ TASLAğI ıLE ıLGıLı ÖNERıLER:


MADDE 8
 (5) Uzman yardımcılarının hazırladıkları raporlar, şube sorumlusu değerleme uzmanının denetimi ve imzası sonrası değerleme kuruluşuna gönderilir.


MADDE 14
(1) Değerleme uzman yardımcısı, değerleme kuruluşunda veya dışarıdan hizmet alım sözleşmesi yapılan değerleme uzmanının yanında tam zamanlı olarak çalışan ve Kurulun lisanslamaya ilişkin düzenlemeleri çerçevesinde, lisanslama sınavlarına başvurmuş ancak henüz lisansı olmayan gerçek kişileri ifade eder.

MADDE 25
(2) Değerleme raporu, değerleme uzmanı veya konut değerleme uzmanınca hazırlanır. Bir vilayette değerleme kuruluşunun, şubesi yok ise veya o vilayette değerleme kuruluşları ile değerleme uzmanı arasında dışarıdan hizmet alım sözleşmesi yapılmamış ise değerleme uzman yardımcıları rapor hazırlayabilir. Dışarıdan hizmet alınması durumunda gayrimenkul değerleme uzmanlığı veya konut değerleme uzmanlığı lisansına sahip kişiler tarafından hazırlanabilir. Ancak bu değerleme raporunu imzalamaya sadece sorumlu değerleme uzmanı yetkilidir.

(5) Bir vilayette değerleme kuruluşunun şubesi var ise veya değerleme uzmanının değerleme kuruluşu ile dışarıdan hizmet alım sözleşmesi imzalanmış ise, o vilayette uzman yardımcıları, şubede veya değerleme uzmanının yanında rapor hazırlayabilir.

(6) Bir değerleme uzmanı, birden fazla değerleme kuruluşu ile hizmet alım sözleşmesi imzalayabilir.

(7) Değerleme uzmanı ayrı değerleme kuruluşları ile hizmet alım sözleşmesi imzalayarak, aynı müşteriye farklı raporlar hazırlayabilir.





C)   DEğışıKLıK ÖNERıLERıNıN GEREKÇELERı:

1-   Söz konusu tebliğ taslağının aynen uygulanması halinde, en çok mağduriyeti şüphesiz sahada görev yapan lisanslı uzmanlar yaşayacaktır. Değerleme kuruluşları tüm şehirlerde lisansı olmayan 4 yıllık herhangi bir bölümden mezun olmuş kişileri kadrolarına katarak çalışmaya başlayacaklardır. Değerleme işleri dağıtılır iken, hangi şirket kendi kadrolu elemanının iş kapasitesini doldurmadan dışarıdan hizmet alım sözleşmesi yaptığı lisanslı uzmana iş gönderir. Tebliğ taslağı bu şekli ile yasalaşır ise, sahada lisanslı uzman kalmaz. Çok komik ücretlere kadrolu elemanlar, ehliyetsiz olarak rapor hazırlar. Mesleğimizin niteliği düşer. T.T.K.nun 54-55-56 ve 57. Maddelerinde geçen hükümler gündeme gelebilir. Önerdiğim değişiklikler gerçekleşir ise, bu sorunlar ortadan kalkar.

2-   Lisanslı uzmanların ülkemizin dört bir tarafına dağılması sağlanır. Ülke genelinde raporlar daha titiz hazırlanır.

3-   25/2 maddesine eklenen ibare aynen geçer ise değerleme uzmanının olmadığı vilayetlerde sistem tıkanmayacaktır.

4-   En önemlisi UDES’e daha fazla yaklaşacağız. Böylece değerleme uzmanlığı mesleği, hak ettiği itibara kavuşacaktır.

5-   Uzman yardımcıları şirket merkezlerinin olduğu yerlerde kendilerini yetiştirme şansına sahiptirler. Ancak şirket merkezinden yüzlerce km. uzakta olan uzman yardımcılarının yetiştirilmesi konusu tebliğ taslağında açıklığa kavuşmamıştır. Bir iki günlük seminer ile bu boşluk doldurulamaz. 14. ve 25. maddesine yapılan ilaveler ile sahada çalışan uzman yardımcısı, gerçek manada mesleki bakımdan gerekli deneyim ve donanımı değerleme uzmanının yanında çalışarak kazanacaktır. Diğer mesleklere baktığımızda benzer örnekleri görebiliriz.

6-   25/6-7 maddelerinde önerilen husus son derece önemlidir. şu anda lisanslı bir uzman, aynı bankaya farklı değerleme kuruluşu üzerinden hizmet veremiyor. Ancak sahada çalışan bir eksper, eş-dosttan topladığı hatır diplomaları ile, anlaşma yaptığı firma sayısını 20’ye kadar yükseltip, aynı bankaya rahatlıkla farklı firmalar üzerinden rapor hazırlayabiliyor. Disiplin ve etik kuralları gereği, değerleme uzmanının böyle cesarete sahip olması beklenemez.


7-   Tebliğ taslağında en çok istismar edilecek husus şudur: Sahada çalışan eksper (uzman yardımcısı) bir şekilde  topladığı diplomalar üzerinden kadrolu eleman adı altında anlaşmalar sağlayıp, işi tek başına yapmasıdır. Böyle bir yanlışlığı ülke genelinde kolayca denetleyip ortaya çıkartmak çok güçtür. Bu tür olayların önüne geçilmesi; uzman yardımcılarının sahada uzmana bağlı çalışması ile mümkündür. 

8-   Sunulan önerilerin uygulanabilirliği hakkında şunları söyleyebiliriz: Lisanslı uzman eğer gerekli bilgi beceri ve donanıma sahip değil ise, bu kişi ile hangi değerleme kuruluşu hizmet alım sözleşmesi imzalar veya şube yetkilisi yapar.




Önerdiğim değişikliklerin değerlendirilmesini arz ediyorum.

Saygılarımla. 18.03.2013






                        Ahmet GÖÇER
                        Gayrimenkul Değerleme Uzmanı



onur85

  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 208
Bende görüşlerimi dün itibariyle ilgili kurumlara gönderdim. Yalnız bu kadar yazılan, çizilen ve kafa patlatılarak üretilen binbir türlü ve haklı görüşleri her okuduğumda hayretlere düşüyorum. Biz bu kadar mı geri kalmış, başı bozuk ve saçma mevzuatların yürürlükte olduğu bir ülkeyiz arkadaş? Neden bu kadar uğraştırıyorlar hak sahiplerini, uzmanları, ve hatta neden görüşlerimiz hayata geçmiyor? Çok garip ve türü örneği az olan bir ülkeyiz. Tüm dünyada, AB ülkelerinde ve gelişmiş ülkelerde kimin kim olduğu, kimlerin değerlemeye yetkili olduğu ve yetkisizlerin tabi olacağı yaptırımlar, ücret adaleti ve detayları, şirketlere dair çalışma koşulları vesair...hepsi yazılı ve medenice uygulanıyor. Bir bizim ülkede kaos var arkadaş! Her tür hukuk mevzuatını yurtdışından alan Türkiye bu konuda neden yurtdışındaki modern faaliyet modeli örneklerinden faydalanmıyor? Tarih öncesi çağdan beri var olan tekerlek sanki yeniden icat edilmeye çalışılıyor gibi hissediyorum. Yazık diyorum. Bilinçli olarak bazı sorunların çözümü engellenmeye çalışılıyor, biz ve hak sahibi sektör çalışanları bir şekilde oyalanıyor senelerdir diye düşünüyorum.

Yine de hadi hayırlısı diyor ve görevini yapıp görüşlerini yetkili mercilere ileten sevgili meslektaşlarıma katkılarından dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.
« Son Düzenleme: Mart 19, 2013, 12:44:07 ÖS Gönderen: onur85 »

creacer

  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 117
Mesut Bey, "Teamüller ve diplomatik nezaket gereği" demişsiniz de TDUB'un bağımsız çalışan lisanslı gayrimenkul değerleme uzmanlarının haklarını yeterince savunmadığına inandığım için, ben yazınızın tam metninin altına imzamı atarak spk'nın verdiği mail adresine yolladım.
 
Sayın A.Mesut TATLIPINAR ve Ahmet GÖÇER ikinizede tespitlerinizden ötürü teşekürlerimi sunarım, aklın yolu birdir umarım görüşlerinizi değerlendirirler ve  0 ile 1 arasına sayıların konmadığı, siyah ile beyazın arasına çeşitli renk tonlarının serpiştirilmediği, hakedenin hakkının korunduğu düzenlemeler yapılır.    
« Son Düzenleme: Mart 19, 2013, 09:56:07 ÖS Gönderen: creacer »

A.Mesut TATLIPINAR

  • A.MESUT TATLIPINAR
  • GOLD ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 339
Değerli Üstadım,

Tespitlerinizde yüzde yüz haklısınız.  Değerleme mesleğiyle ilgili; 2001 yılından bugüne kadar yayınlanmış, kanun, yönetmelik, tüzük, tebliğ ve kararları yan yana koyup incelediğinizde, birbirini nakseden çok fazla sayıda hükme rastlamak mümkündür. Pek çoğunu  siz de tespit etmişsiniz.

Ancak; böyle bir konu gündeme geldiğinde; hep aynı "demagojik" cevabı alıyoruz: " Efendim, bu değerleme çalışması SPK mevzuatına tabi değildir".

"Niye değildir?" Sorusunun cevabını ben bugüne kadar hiç kimseden alamadım. Bu sorunun cevabını almadan, yıllardır  sektörde yaşanılan sahtekarlığın ve düzenbazlığın önüne geçmek mümkün değildir.

SPK istediği kadar karar alsın  ya da tebliğ yayınlasın.  Eğer, alınan kararlar ve yayınlanan tebliğler, 25- 30 tane  gariban GYO için verilecek değerleme hizmetlerini kapsayacaksa; SPK'ya da yazık. Boşu boşuna mesai harcamasınlar. O cihette herhangi bir sorun zaten yok.

1 )Türkiye'de  şirketler ve gerçek kişi  değerleme uzmanlar  SPK mevzuatı kapsamında lisanslanıyorsa,
2) Kamu kurumu niteliğindeki bir meslek kuruluşu olan TDUB'un, her türlü tasarrufu SPK  denetimine tabi ise,
3) BDDK,  konut finansmanı ve ticari kredilerde teminata esas taşınmaz değerlemesinin  sadece SPK tarafından lisans verilen şirketler tarafından yapılmasını zorunlu tutuyorsa, 
4) 2942 sayılı kamulaştırma kanununun 15. maddesinde; ( 2B ve Kentsel dönüşüm dahil) SPK tarafından lisans verilmiş uzmanlara öncelikli olarak görev verilmesi kanun hükmüne bağlamışsa,
5) En son olarak; müşterilere verilecek değerleme hizmetine dair asgari fiyat tarifesinin, hatta % 50 çözüm ortağının payı bile SPK Yönetim Kurulu Kararı ile belirleniyorsa,

5582 sayılı Konut Finansmanı kapsamına bankalara ve diğer finans kurumlarına verilen değerleme hizmetlerinin " SPK mevzuatı kapsamı dışındadır"  yorumu  gerçekten de düşündürücüdür.  Bu yaklaşım, sektörde bugüne kadar yaşanan düzenbazlık ve sahtekarlıkların yegane kaynağıdır. Eskilerin deyimiyle değerleme sektöründeki  şahit olduğumuz bütün "namussuzluklar" bu yoruma dayalı olarak neşvünema etmektedir.

Evvelemirde; lisanslı şirketlerin ve/veya uzmanların; Türkiye'de yerleşik bankalara, 5582 sayılı konut finansmanı kanunu kapsamında verdikleri taşınmaz değerleme hizmetlerinin SPK mevzuatına tabi olup olmadığı , hiç bir yoruma mahal vermeyecek şekilde açık ve net olarak  hükme bağlanmalıdır.

Bu hüküm netleştikten sonra; tekrar tüm mevzuatı önümüze alır  aksayan, birbirini nakseden ya da istismara konu olan uygulamaları tıpkı sizin yukarıda yaptığınız gibi ortaya koyarız.

Bu konu netleşmeden;  maalesef, yapılacak bütün fikir beyanları  havanda su dövmekten başka bir işe yaramayacaktır.

Saygılarımla,

A.Mesut Tatlıpınar




























































onur85

  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 208
3,5 aydır Spk tebliğ taslağı taslak halinden çıkıp halâ yayınlanamadı. Muhtemelen bazı kesimlere dokunan maddeler 'nasıl yumuşatılabilir ve yasal boşluk bırakabilir' amacıyla devam eden bir uğraş söz konusu.

A.Mesut TATLIPINAR

  • A.MESUT TATLIPINAR
  • GOLD ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 339
Sevgili Onur,

Yeni SPK kanununun geçici 1. maddesinde;  "düzenleme yapma süresi" 1 yıl olarak belirtilmiş... Tebliği ve sair düzenlemelerin bu yıl sonuna kadar tamamlanması gerekiyor...

"Yumuşatılma" konusunda ise haklısın.  şu an; aşağıda yazılı 25.  madde 2. fıkra nedeniyle  güç savaşları yaşandığı konusunda duyumlar var. Taslak tebliğin 25. maddesinde yer alan emredici hükme göre; lisanslı şirketler  lisansı olmayan kişilerle çözüm ortaklığı anlaşması yapamayacaklar. BBDK yönetmeliğinde belirtilen şartlara haiz kişileri "sınava girmeleri" koşuluyla "uzman yardımcısı" sıfatıyla SADECE kendi kadrolarında çalıştırabilecekler.  

Bu madde aynen tebliğde yer alırsa "değerleme uzmanlığı"  geleceği olan saygın ve  ciddi bir meslek olarak Türk iş dünyasında yerini alır. Eğer, bu madde kırpılarak tebliğden çıkarılırsa, mevcut  HARAMı DÜZENı ve şARLATANLIK hiç bir ivme kaybetmeden aynen devam eder. Bekleyip göreceğiz:=)

MADDE 25 –

(1) Değerleme raporu, değerleme faaliyetinde bulunan çalışanların elde ettikleri bilgi ve kullanılan analiz yöntemleri sonucunda ulaşılan nihai bir değer takdirini içeren yazılı belgedir.

(2) Değerleme raporu, ancak Tebliğin 11 inci maddesinde tanımlanan unvanlara sahip kişiler ile dışarıdan hizmet alınması durumunda gayrimenkul değerleme uzmanlığı veya konut değerleme uzmanlığı lisansına sahip kişiler tarafından hazırlanabilir. Ancak bu değerleme raporunu imzalamaya sadece sorumlu değerleme uzmanı yetkilidir.

maras46

  • YENİ ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • *
  • İleti: 212
Mesut Bey,

Yeni Türk ticaret yasasının 54-55-56-57 ve 58. madde hükümleri ortada iken, yeni tebliğ bu yasayı delemez. Bırakın tebliği şu anda yürürlükteki kanun ve mevzuatlara ve özellikle de Resmi Gazetede yayınlanan ücret tarifesinin ilk maddesindeki hükme göre, dini-imanı ve ahlaki bir tarfa bırakan, sahada çalışan bir uzman, TTK'nunun ilgili maddelerini dayanak göstererek yüklü tazminat davasını şu anda bile açabilir. Yumuşatmak için, önce TTK'nun ilgili maddelerini yürürlükten kaldırmaları gerekir. Dolayısıyla endişe duymuyorum. Hiçbir teblig kanunla çelişemez.

Zaten Aralık ayında yayınlanan kanun açık. Kanun diyor ki; Eyyy SPK-BDDK-TDUB bir araya gelin ve ortak karar verin diyor. TDUB ilk defa kanunla yerini adam gibi aldı. Geri adım çok zor. Geri adım atılması halinde tebliğin iptali için çok sayıda dava açılması kaçınılmazdır.

Mesleğimiz, uluslararası standarlarıı yakalamak için bir fırsat yakaladı. ınşallah bu fırsat tepilmez. Ben ümitliyim.

Büyük Türkiye hayal ediliyor ise uluslararası değerleme standartları ülkemize de uğramalı. 

Selamlar

Ahmet GÖÇER
Elbistan/Kahramanmaraş

A.Mesut TATLIPINAR

  • A.MESUT TATLIPINAR
  • GOLD ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 339
Üstadım,

Her konuda olduğu gibi bu konuda da ihtiyatlı iyimserim.

Yürürlükteki SPK kanuna göre; TDUB yönetimi,  "düzenlenen raporların ve rapora imza atanların isimlerini kayıt altına" almak zorundadır. Bu madde, mesleğin saygınlığı ve ciddiyeti açısından hayati öneme haizdir. "Hırsıza kapı olmaz" diye bir atasözümüz olsa da; bu uygulama, sektörde şahit olduğumuz  yaygın sahtekarlığın bir nebze olsun önüne geçer.  Ama, mevcut TDUB yönetimi bin dereden su getirerek bu kanun emrini uygulamıyor.

ısteniyor ki; devlet bize imtiyaz versin. Bizden başka hiç kimse  doğrudan değerleme  işi yapamasın. Hem serbest çalışıp hem de bu işi yapmak isteyen değerleme uzmanları , emeklerinin %50'sini  bize haraç olarak versinler. Biz serbest rekabetten, basiretten, ferasetten anlamayız . Devlet, tarife yayınlayarak bir de fiyat garantisi de versin... Kanun, tebliğ, yönetmelik, hak, hukuk bizi bağlamaz. ıstediğimiz yerde istediğimiz adamı çalıştıralım, bunun da  kaydı kuydu olmasın. Hiç kimse hesap sormasın.

Daha sırada yeni Birlik Statüsü var. Yönetim, 28. Ocak ta duyuru yapıyor 31. Ocak'ta süre koyuyor. Statü taslağını gören, görüş bildiren hiç kimse var mı? 

Elbette, değerleme mesleği  er ya da geç Türkiye'de de dünya standartlarında yapılmaya başlanacak. ınsanı  ve insan emeğini yok sayan,  dalavere üzerine inşa edilmiş  bu harami düzeni yıkılacak.  Bunun da yolu haramilerle mücadele etmekten geçiyor. Bizler, kendi hakkımıza ve hukukumuza sahip çıkmazsak  bu boşluğu birileri kendi çıkarları doğrultusunda doldururlar...