Gönderen Konu: DEğERLEME RAPORLARINDAKı HUKUKı SORUMLULUK  (Okunma sayısı 5857 defa)

ekspermuhendis

  • YENİ ÜYE
  • STANDART
  • *
  • İleti: 49
DEğERLEME RAPORLARINDAKı HUKUKı SORUMLULUK
« : Mart 25, 2011, 12:54:45 ÖS »
Merhaba, düzenlenen değerleme raporlarında daha sonradan anlaşılan teknik ve/veya değer ile ilgili yapılan bir hatadan dolayı, hukuki olarak, değerleme uzmanına, raporu kontrol edene, sorumlu değerleme uzmanına ve şirkete nasıl bir yaptırımı olabilir, bununla ilgili örnek bir olay bilen varmıdır?
Bilgi ve fikirlerinizi paylaşırmısınız.

acar

  • STANDART
  • GOLD ÜYE
  • **
  • İleti: 131
Ynt: DEğERLEME RAPORLARINDAKı HUKUKı SORUMLULUK
« Yanıtla #1 : Mart 25, 2011, 03:55:28 ÖS »
Bir bankanın ekspertiz birimindeki görevli anlatmıştı. direk olayın içinde olan banka görevlisi bilgiyi veren. Bir ilçede müşteri eksperi bir tarlaya götürüyor yerim burası diyor. Eksper yeri görüp raporu hazırlıyor. Fakat müşteri art niyetli olarak eksperi kandırmış ve yanlış yer göstermiş. Daha sonra müşteri çektiği krediyi ödemiyor. Banka söz konusu tarlaya el koyup satışa çıkartıyor. Müşteri ekspere güzel bir zeytinlik göstermiş fakat değerleme konusu taşınmaz kayalık üzerine ekim bile yapılamayacak dağın eteğinde bir yermiş. Eksperin raporunda 280.000.-TL yazdığı yerle ilgili banka müşteriye 180.000.-TL kredi kullandırmış. Banka tarlayı 180.000.-TL den satışa çıkartıyor. Fakat satamayınca başka bir eksper gönderiyor. Yeni giden eksper doğru yeri gördüğü için 30.000.-TL değer takdir ediyor. Banka müşteriden dolayı uğradığı zararı hatalı yer gören ekspere belirtiyor. Sonuçta ekspere 30.000.-TL değeri olan arsayı 180.000.-TL bedelle satıyor. eksperde itiraz etmeden almak zorunda kalıyor.Böyle bir bariz hata olduğunda bankaların böyle yaptırım uygulaması bence doğal.

ekspermuhendis

  • YENİ ÜYE
  • STANDART
  • *
  • İleti: 49
Ynt: DEğERLEME RAPORLARINDAKı HUKUKı SORUMLULUK
« Yanıtla #2 : Mart 28, 2011, 11:48:40 ÖÖ »
Böylesi büyük sorumluluk alınan, tecrübe ve bilgi gerektiren bir işi, kimi şirketler veya şahıslar meslekte yeterli tecrübeyi kazanmamış ve bilgili olmayan eksperlere yaptırmakta, hemde çok hızlı yaptırmaktadır. Bu tip durumlarda hataların artmasına sebep olabilmektedir. ışveren kurumlar düzenlenen raporların hem acil hem kaliteli olmasını beklemektedir. Oysaki bu iki durumun aynı anda olmasının pek mümkün olmadığını sektördeki herkes bilmektedir. Ancak bir kısım,  kalitesiz olsada hızlı raporlama yaparak haksız rekabete yol açmakta ve mesleğin prestijinide düşürmektedir. Ayrıca bu şekilde düzenlenen raporların bir süre sonra yenilenmesi veya takipe düşmesi halinde yapılan hatalar ortaya çıkmaktadır.Maddi ve/veya teknik hatalarıın hukuki olarak nasıl sonuçlanacağı konusunda alınmış emsal bir karar varmıdır bilmiyoruz ama bazı bankalar yapılan hataların ardından sözleşmelerini fesh etmektedir.

ibrahim

  • STANDART
  • STANDART
  • **
  • İleti: 28
Ynt: DEğERLEME RAPORLARINDAKı HUKUKı SORUMLULUK
« Yanıtla #3 : Mart 29, 2011, 11:00:09 ÖÖ »
harita mühendisleriyle koordineli çalımalıdır

nell

  • YENİ ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • *
  • İleti: 110
Ynt: DEğERLEME RAPORLARINDAKı HUKUKı SORUMLULUK
« Yanıtla #4 : Mart 31, 2011, 04:39:36 ÖS »
300.000.TL gayrimenkulü 1.000.000.00 TL gösterirsen şirket lisansınıda iptal ederler.

MELTEM TEKER

  • YENİ ÜYE
  • STANDART
  • *
  • İleti: 29
Ynt: DEğERLEME RAPORLARINDAKı HUKUKı SORUMLULUK
« Yanıtla #5 : Nisan 05, 2011, 02:40:37 ÖS »
300.000.TL gayrimenkulü 1.000.000.00 TL gösterirsen şirket lisansınıda iptal ederler.
BU DEDığıNıZ HıÇ OLMADI. OLAYLAR OLDU, ÇOK DAHA BÜYÜK RAKAMLAR BÜYÜK FARKLAR DA OLUD, DUYDUKLARIMIZ BıLDıKLERıMıZ BıZDE SAKLI AMA "SPK LıSANS ıPTALı" FıLAN HıÇ OLMADI, OLMAZ DA.
PEK ÇOK BANKA TAşINMAZI, FıRMAYA BELıRLEDığı BEDEL ÜZERıNDEN SATIP, SONRAKı AşAMADA DA FıRMA ıLE SÖZLEşMESıNı ıPTAL ETMEKLE ÇÖZÜMLÜYOR BU SORUNUNU.
ANCAK BURDA DıKKAT EDıLMESı GEREKEN EN ÖNEMLı HUSUS, şıRKETLERıN ENSESıNDE BOZA PışıREN şUBELER VE şUBE MÜDÜRLERı, ıSTEDığı RAKAMI ALAMAYINCA FıRMA DEğışTıREN şUBELER VE şUBE MÜDÜRLERı ELıNı TAşIN ALTINA KENDı KOYMAK YERıNE DEğERLEME şıRKETıNı O TAşIN ALTINA ATIP, SORUN ÇIKMAZSA YILSONU şUBE KÂRINDAN JESTıYONLARINI CEBE ıNDıRıP, SORUN ÇIKARSA DA "BANA NE DEğERLEME UZMANI NE VERDıYSE BEN ONU YAPTIM" MANTIğI ıLE ışıN ıÇıNDEN SIYRILMAKTADIR.
ARKADAşLAR SORUN SEKTÖRÜMÜZDE TEK HEDEF KıTLEMıZıN BANKALAR OLMADIğININ HÂLÂ KıMSENıN ANLAMAMIş OLMASIDIR.
SADECE VOLÜMÜ ıYı DıYE HEDEF KıTLE BANKALAR GÖRÜNÜYOR.
SEKTÖRDEKı EN ÖNEMLı ıHTıYAÇ MARKETıNG'DıR ARKADAşLAR. BU ÇÖZÜLÜRSE GERıSı ZATEN ÇÖZÜLECEKTıR.
BASEL-2 YE AZ KALDI, BANKALAR YAKINDA DEğERLEME şıRKETLERıNı MUMLA ARAYACAKLAR!...

nermin_sandik

  • YENİ ÜYE
  • YENİ ÜYE
  • *
  • İleti: 1
Ynt: DEğERLEME RAPORLARINDAKı HUKUKı SORUMLULUK
« Yanıtla #6 : Nisan 05, 2011, 11:15:58 ÖS »
Meltem Hnm. Basel-2 derken neyi kastettiniz? bende lisans alma aşamasında, GDU Sınavlarını vermiş. Ank.Üniv.Fen Bilimlerinde Taşınmaz Geliştirme bölümünde yüksek lisans yapan bir inşaat müh. olarak soruyorum

MELTEM TEKER

  • YENİ ÜYE
  • STANDART
  • *
  • İleti: 29
Ynt: DEğERLEME RAPORLARINDAKı HUKUKı SORUMLULUK
« Yanıtla #7 : Nisan 07, 2011, 03:38:53 ÖS »
"http://www.muhasebetr.com"dan aşağıdaki alıntıyı yaptım.

***********2004 yılı haziranında son halini alarak açıklanan ve Avrupa ülkeleri ile birlikte ülkemizde de bankacılık gündemini meşgul eden Basel-II standartları olarak adlandırdığımız standartlar nedir? Basel Bankacılık Denetim Komitesi (Komite), 1974 yılında ısviçre’ nin Basel şehrinde Uluslar arası Ödemeler Bankası bünyesinde ve G-10 ülkelerinin merkez bankaları öncülüğünde kurulmuştur. Komitenin kuruluş amacı üye ülkeler arasındaki koordinasyonun arttırılması, bankacılık alanındaki denetimlerin standartlaştırılmasıydı.

Komite ilk olarak 1988 yılında Basel Sermaye Uzlaşısı (Basel Capital Accord) adını verdiği ve bizim de Basel-I olarak adlandırdığımız standartları kamuoyuna duyurmuştur. Basel-I standartları ile banka sermayesinin riskli aktiflere oranına %8 alt sınırı getirilmiştir.

Zamanla piyasaların gelişip karmaşıklaşması ile Basel-I standartları yetersiz kalmaya başlamış ve peşisıra Basel-I standartlarına yöneltilen eleştiriler de artmıştır. Basel-I de ele alınan kredi riskinin yanısıra, piyasa riski ve operasyonel risk kavramları da Bankacılık riskleri arasına dahil olmuştur. Basel-I standartlarının revize edilmesi amacıyla 1996 yılında Piyasa Riski Düzeltmesi (Market Risk Amendment) adlı belge ile sermaye yeterliliğinin hesaplanmasına piyasa riski dahil edilmiş ve ilk uzlaşı riske daha duyarlı hale getirilmiştir. Sonrasında komite Haziran 1999’ da Yeni Sermaye Uzlaşısı – Basel-II’ ye (A New Capital Accord) ilişkin ilk istişari metni (Consultative Paper-1) yayınlamıştır. Ardından 2001 yılı Ocak ayında 500 sayfalık ikinci istişari metin (Consultative Paper-2), nisan 2003’ te ise üçüncü istişari metin (Consultative Paper-3) yayımlanmıştır. Söz konusu istişari metinler, gerek ülke denetim otoritelerinden gerekse bankalar ve diğer ilgili taraflardan alınan yorumlar çerçevesinde revize edilerek yenilenmiş ve Basel-II’ ye ilişkin nihai metin Haziran 2004’ te yayımlanmıştır.

Yeni metin üç sac ayağına dayanmaktadır. Bunlar; 1-asgari sermaye yeterliliği, 2-sermaye yeterliliğinin denetimi ve 3-piyasa disiplini’dir. Bu sac ayakları komite tarafından birinci, ikinci ve üçüncü yapısal bloklar olarak adlandırılmıştır. Yapısal bloklar başlı başına ayrı bir yazı konusu olabilecek kadar geniş olduğundan burada çok kısaca ne anlama geldiklerine değinip geçeceğiz. Birinci yapısal blok diğer deyişle asgari sermaye yeterliliği bankanın risklerine karşı elinde bulundurması gereken minimum sermaye miktarına ilişkindir. Basel-II’ de de Basel-I’ deki gibi asgari sermaye yeterliliği %8 olarak belirlenmiştir. ıkinci yapısal blok - Sermaye yeterliliğinin denetimi ise “bankanın risk yönetimi yaklaşımının denetim otoritesinin incelemesi sürecini tanımlamaktadır.” “Üçüncü yapısal blok piyasa disiplininin amacı asgari sermaye yükümlülüklerini (Birinci Yapısal Blok) ve denetim otoritesinin incelemesi sürecini (ıkinci Yapısal Blok) tamamlamaktır.”

Kredi fiyatı belirlemesi Basel-II ile birlikte iki unsura endekslenmiştir. Birincisi firmanın risk derecesi ikincisi ise kredinin risk derecesi. Kredi talep eden firmanın risk derecesi yüksekse, bankanın riskli aktiflere yaptığı yatırım artacak dolayısıyla banka ayırması gereken sermaye miktarı da artacaktır. Bu da otomatik olarak bankanın uygulayacağı kredi fiyatını artıracaktır.**********

BU KISACA şU DEMEK OLUYOR, TıCARı KREDı KULLANACAK TÜM FıRMALARIN KREDı FAıZ ORANLARI "BAğIMSIZ DENETıM KURUMLARI"NIN RAPORLARINA GÖRE BELıRLENECEKTıR. BU DENETıM KURUMLARI DA TIPKI BıZLER GıBı SPK YA BAğLI DENETıM KURUMLARIDIR.
DENETıM RAPORU HAZIRLAYABıLMEK ıÇıN şıRKET AKTıFıNDEKı GAYRIMENKULLERı SPK LıSANSLI DEğERLEME şıRKETLERıNE DEğERLETECEKLER. BıLMEM BAşKACA BıR SÖZ SÖYLEMEYE GEREK VAR MI :)








ekspermuhendis

  • YENİ ÜYE
  • STANDART
  • *
  • İleti: 49
Ynt: DEğERLEME RAPORLARINDAKı HUKUKı SORUMLULUK
« Yanıtla #8 : Nisan 09, 2011, 01:44:08 ÖS »
Sanırım değerleme raporlarındaki teknik ve/veya maddi hatadan ötürü forum üyelerinin bildiği alınmış bir mahkeme kararı yok, Ancak bankalardan daha çok iş almak için hızlı rapor üretmek için kalitesiz rapor düzenleyenler, tecrübesiz ve bilgisiz elemanlar çalıştırarak haksız rekabete yol açanlar, değerlerde bankaların isteklerine boyun eğenler için gelecekte çok kötü sonuçlar oluşabileceğini düşünüyorum.
Tabi yukarıda bahsettiğimiz davranışlar mesleğin prestijini düşürmektedir. Mesleğin prestijini yükseltmek ve kaliteyi artırmak için hereksin daha fazla gayret etmesi gerektiğini düşünüyorum. Kalitesiz iş yapanlarında uzun vadede önemli sorunlar yaşayacaklarını düşünüyorum.   

Exper

  • GOLD ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 277
Ynt: DEğERLEME RAPORLARINDAKı HUKUKı SORUMLULUK
« Yanıtla #9 : Haziran 06, 2011, 01:56:11 ÖÖ »
Böylesi büyük sorumluluk alınan, tecrübe ve bilgi gerektiren bir işi, kimi şirketler veya şahıslar meslekte yeterli tecrübeyi kazanmamış ve bilgili olmayan eksperlere yaptırmakta, hemde çok hızlı yaptırmaktadır. Bu tip durumlarda hataların artmasına sebep olabilmektedir. ışveren kurumlar düzenlenen raporların hem acil hem kaliteli olmasını beklemektedir. Oysaki bu iki durumun aynı anda olmasının pek mümkün olmadığını sektördeki herkes bilmektedir. Ancak bir kısım,  kalitesiz olsada hızlı raporlama yaparak haksız rekabete yol açmakta ve mesleğin prestijinide düşürmektedir. Ayrıca bu şekilde düzenlenen raporların bir süre sonra yenilenmesi veya takipe düşmesi halinde yapılan hatalar ortaya çıkmaktadır.Maddi ve/veya teknik hatalarıın hukuki olarak nasıl sonuçlanacağı konusunda alınmış emsal bir karar varmıdır bilmiyoruz ama bazı bankalar yapılan hataların ardından sözleşmelerini fesh etmektedir.

Olayın özeti

ekspermuhendis

  • YENİ ÜYE
  • STANDART
  • *
  • İleti: 49
Ynt: DEğERLEME RAPORLARINDAKı HUKUKı SORUMLULUK
« Yanıtla #10 : Temmuz 03, 2013, 02:01:06 ÖS »
Merhaba, düzenlenen değerleme raporlarında daha sonradan anlaşılan teknik ve/veya değer ile ilgili yapılan bir hatadan dolayı, hukuki olarak, değerleme uzmanına, raporu kontrol edene, sorumlu değerleme uzmanına ve şirkete nasıl bir yaptırımı olabilir, bununla ilgili örnek bir olay bilen varmıdır?
Bilgi ve fikirlerinizi paylaşırmısınız.

Bu konuyu açalı yakalaşık 2,5 yıl olmuş bu süreçte değişen birşey oldu mu acaba?

A.Mesut TATLIPINAR

  • A.MESUT TATLIPINAR
  • GOLD ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 339
Ynt: DEğERLEME RAPORLARINDAKı HUKUKı SORUMLULUK
« Yanıtla #11 : Temmuz 10, 2013, 08:21:56 ÖS »
Herhangi bir değişiklik yok.
 
BDDK ve SPK mevzuatı kapsamında düzenlenen bütün değerleme raporlarının  her türlü maddi ve hukuki sorumluluğu; müteselsil olarak,  lisanslı şirketin tüzel kişiliği ile raporu imzalayan sorumlu değerleme uzmanına aittir. 

şirket, şayet çözüm ortağına rapor hazırlatmışsa; aralarında akdedilen sözleşme hükümleri çerçevesinde, "kasten" hatalı olarak hazırlanmış rapordan dolayı, uğradığı zararları (mahkemeden tespit yaptırmak ve hazırlayan kişinin kasıtlı davrandığını ispat etmek koşuluyla) yani, iki kademeli bir hukuk sürecinden sonra, çözüm ortağına rücu edebilir.

Burada dikkat edilecek  önemli hususlar:

1) Öncelikle lisanslı şirketin, zorunlu mesleki sorumluluk sigortası yaptırması, zarar ve ziyanı bu sigorta kapsamda tahsil etmesi esastır.  Sigortaya başvurmadan, çözüm ortağına rücu edilemez.

2)  Raporu imzalayan çözüm ortağının, BDDK ve SPK mevzuatında  yer alan şartları taşıması,  rapor imzalamaya yetkili olması ve  "kasten" hatalı rapor hazırlamış olduğunun mahkeme tarafından tespit edilmesi gereklidir.  Bu şartları taşımayan kişilere hukuken rücu edilemez.

2.1) Esasen, mer'i mevzuatta;  raporu hazırlayan kişinin herhangi bir hukuki sorumluluğu bulunmamaktadır. Ancak, taslak tebliğ yürürlüğe girdiğinde;  raporu hazırlayan uzman da hukuken sorumlu olacaktır.

3) şirketin kadrolu elemanlarına rücu etme hakları ise yoktur. Çünkü, ödenen ücretle / üstlenilen risk arasında makul bir oran olması gerekir.  O kişinin en fazla iş akdi feshedilir.

4)  Rapor kontrollerinin ise hukuken hiç bir sorumlukları yoktur. Çünkü, hata ve/veya tazminata konu olay, şekilden değil esastan kaynaklanmaktadır. Bir diğer neden de; mevzuatta "rapor kontrolörlüğü" adı altında tanımlanmış  herhangi bir pozisyon yoktur.
 
Özetle; kasten hatalı olarak hazırlanmış değerleme raporlarının her türlü hukuki ve cezai sorumluluğu " SORUMLU DEğERLEME UZMANINA" aittir.

ekspermuhendis

  • YENİ ÜYE
  • STANDART
  • *
  • İleti: 49
Ynt: DEğERLEME RAPORLARINDAKı HUKUKı SORUMLULUK
« Yanıtla #12 : Temmuz 11, 2013, 02:55:39 ÖS »
Mesut bey verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. Anladığım kadarıyla raporlardaki hatalardan ötürü hukuki bir süreç yaşanmamış(yada forum üylerinden bilen, varsada paylaşmak isteyen yok), 4 önemli madde belirtmişsiniz ve her kapı sorumlu değerleme uzmanına çıkıyor anlaşılan, Ancak raporu hazırlayan kadrolu veya sözleşmeli eksperin sorumluluğununda olması gerekmez mi? Mevzuatta bu konular açıklıkla belirtilmiş durumda mıdır?
Saygılar

A.Mesut TATLIPINAR

  • A.MESUT TATLIPINAR
  • GOLD ÜYE
  • GOLD ÜYE
  • ***
  • İleti: 339
Ynt: DEğERLEME RAPORLARINDAKı HUKUKı SORUMLULUK
« Yanıtla #13 : Temmuz 11, 2013, 09:01:03 ÖS »
Benim bildiğim bir kaç vak'a var. Mesela, bir tanesinde banka, uğradığı zararı lisanslı şirkete iş karşılığı ödettikten sonra sözleşmesini feshetti. şirket de sorumlu değerleme uzmanını mahkemeye verdi.  Dava halen devam ediyor.

Raporun altına imza atmak, bankaya;  "benim yazdığım rakamın  %50'sini ya da %75'ini  kredi olarak verebilirsin" demektir. Değerleme raporu düzenlemek,  bir anlamda bankanın verdiği  taşınmaz teminatı karşılığı bütün kredilere kefil olmaktır.

Kural olarak; GYO' larda yatırımcı, ticari ve konut kredilerinde ise banka, hata ve ihmal kaynaklı uğradığı bütün zararları lisanslı şirkete ödetir. Bu nokta gayet açık. Burada tartışılacak bir durum yok. Hukuken tartışmalı olan alan; zarar ve ziyanın tam olarak ne olduğu, ne zaman doğduğu ve zararın muhatabının kim veya kimler olduğudur.

Bu tür davalarda; sağlam bir savunma yapabilmek için, mevzuata, usul ve şekil şartlarına riayet edilmesi çok önemlidir. Bu şartlara riayet etmeden hiç kimseden tek kuruş tazminat alamazsınız. Riayet etseniz bile; okuldan yeni mezun olmuş,  üzerine kayıtlı cep telefonundan başka hiç bir mal varlığı olmayan genç bir insanın nesini alacaksınız ki? Davayı kazansanız da , ancak üzerine bir bardak soğuk su içersiniz.

Pek çok şirket yöneticisi "cahil cesaretiyle" önüne gelen herkesi sahaya gönderip bankadan alacağı 150 TL karşılığı, 300-500 bin liraya kefil oluyor.  Bunun elbette bir bedeli olacak... Mesleki sigortaya da güvenmeyin... Sigorta şirketleri " şak diye" para ödemez. Kılı kırk yararlar. Sigorta şirketi, şayet raporun  BDDK ve SPK  mevzuatına aykırı olarak, ehliyetsiz kişiler tarafından hazırlandığını tespit ederse, sizin "kötü niyetli" olduğunuzu ileri sürerek, zararı tazmin etmekten kaçınabilir. Böyle bir risk her zaman var.

Çıkacak ilk iktisadi krizde; 2001 krizinde olduğu gibi, hiç kimse  patlayan kredilerden şube müdürlerini ya da bankaları sorumlu tutamayacak... Çünkü ellerinde, SPK lisanlı şirketler tarafından düzenlenmiş kapı gibi değerleme raporları var. 

"Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur" Bizim meslekte;  "koşulsuz müşteri memnuniyetinin" bedeli çok ağır olabilir. Bu yüzden, herkes aklını başına toplasın...

 Özetle; çoğu yanlış yer tespitinden kaynaklanan çok sayıda olay var. Bu tür olaylar nedense gizli tutuluyor. Ama, Yargıtay kararları herkese açık...Zaman içinde bu konuda da içtihatlar oluşacak durum daha netleşecek... Esenyurt davaları  ve  ORA AVM davası ilginç yargı kararlarına gebedir.