Üstat,
Basitçe halledilecek bir meselenin dahi bu kadar dallanıp budaklanmasının ve infiale sebep olmasının nedeni; TDUB yönetiminin, her zaman ki gibi, kendi üyesi değerleme uzmanlarını yok sayarak ( en azından bana hamamböceği muamelesi yaparak) bu hizmeti de değerleme şirketleri üzerinden yürütme gayretidir.
Hem bu protokole, hem de TKGM tarafından yayınlanmış 08.10.2013 tarihli genelgeye göre ( Bu genelge TDUB sitesinde var) TDUB'un mevcut uygulaması kökten YANLIşTIR, HATALIDIR ve HUKUKSUZDUR!
1) TDUB, kendi üyelerinin isimlerini siteden kaldırmış, itirazlar üzerine tekrar koymuştur.
2) TKGM'nün gönderdiği bugünkü cevapta; "TAKBıS sistemi teknik alt yapımız kısıtlı olduğundan on-line veri paylaşımı şimdilik Kamu Kurum/Kuruluşlarına protokol karşılığı açılmıştır. Teknik alt yapımız el verdiğinde ve on-line veri paylaşım yönetmeliği çalışmamız sonuçlandığında, yönetmelikte yer alması halinde özel kişilerin imzalanacak sözleşme kapsamında on-line sorgulama yapmaları mümkün olabilecektir" ibaresi yer almaktadır.
3) Konu protokol, TKGM ve TDUB tüzel kişiliği arasında akdedilmiştir. Dolayısıyla idari bir tasarruftur. TDUB yönetimi, iktisadi ya da ticari mülahazalarla bu protokol metnine kendi yorumunu katarak kapsamını genişletemez. Hukuken ve fiilen üyesi olan gerçek kişi değerleme uzmanlarından, bu protokolün sağladığı hizmeti esirgeyerek, yine bu tarih itibariyle üyesi dahi olmayan lisanslı değerleme şirketlerinde çalışan lisanslı ya da lisansız gerçek kişilerle, o şirketlerle taşeronluk ilişkisinden başkaca bir rabıtası olmayan, alakasız 3. kişilere şifre dağıtamaz. TDUB'un bu konuda yaptığı uygulama, hukuken izah edilebilecek bir durum değildir.
Çünkü; böyle bir fiil, öncelikle bahse konu protokol hükümlerine aykırıdır. Lisanslı değerleme şirketleri, kar amacıyla kurulmuş, ticaret kanununa tabi tüzel kişilerdir. Hissedarları arasında; değerleme uzmanı olmayan çok sayıda gerçek ya da tüzel kişi sermayedar vardır. Bir kamu kuruluşunun ya da kamu görevlisinin üstüne vazife olmadığı ve kanunlarda açıkça belirtilmediği halde, eşitlik ve hakkaniyet ilkesini çiğneyerek, iktisadi ve ticari kaygılarla şirketlere ya da şahıslara maddi ya da manevi, dolaylı ya da doğrudan menfaat temin etmesi suçtur. Vesayet makamı SPK idaresinin zımmen, bu haksız fiile göz yumması suç vasfını ortadan kaldırmaz ve hukuksuzluğu meşrulaştırmaz.
TDUB yönetiminin bu hukuksuz uygulaması; en azından benim açımdan haksız rekabet doğurmaktadır.
Bu olayı;
1) Savcılığa taşıdığımızda
2) Rekabet Kuruluna şikayet ettiğimizde
3) TTK kapsamına haksız rekabet davası açtığımızda
Bunun altından hiç kimse kalkamaz. Sistem iskambil kağıtlarından yapılmış binalar gibi yerle yeksan olur.
Dilimiz döndüğünce insanları uyarıyoruz. Mahalle emlakçısı kafasından vaz geçelim.
Taşınmaz değerlemesi ve değerleme mesleği kanunla düzenlenmiştir. Bu nedenle, ciddi yapılması gereken bir iştir.
Umduğu parayı kazanamayanlar bu mesleği icra etmezler. Sahtekarlık ve düzenbazlık, kar maksimizasyonu için alternatif bir yöntem değildir.
Bu sektörde insanların hala kafasının basmadığı mesele; gerçek kişi ve tüzel kişi ayrımıdır.
TDUB herhangi bir emlak ofisinin, değerleme şirketinin ya da derneğin Ataşehir şubesi değildir. Kamu kuruluşu niteliğinde bir meslek örgütüdür. Bu nedenle; yöneticileri ve çalışanları kanunlara ve yönetmeliklere harfiyen uymak zorundadır. Ticari açıdan, yönetim kurulu üyelerinin işine gelse de gelmese de TDUB keyfi kararlar alıp, keyfi uygulamalar yapamaz.
Bu sektörde pek çok iş "bize bir şey yapamazlar" mantığı ile ve "cahil cesaretiyle" yapılıyor. Bu uygulama da onlardan bir tanesidir.
Kamu yönetimin en temel ilkelerinden bir tanesi de; "şeffaflık ve hesap verilebilirliktir". Bila istisna her seviyedeki kamu görevlisi; attığı ve atacağı her adımda HESAP GÜNÜNÜ mutlaka hesaba katmak zorundadır.